>Subat’in ikinci haftasi Bali’de ikinci tatilimizin organizasyonuna baslayinca herkesin icini yine tatli bir heyecan doldurdu. Lara bile “Bali’ye ne zaman gidiyoruz?” diye soruyor aklina geldikce. Ben de ilk Bali tatiliyle ilgili herhangi bir yazi ve fotograf yuklemedigimi farkettim.
Bali’ye ilk seyahatimizi Seker bayramindan sonraki hafta, yani Ekim 2008’de yapmistik ve kendine has kulturunden, tapinaklarindan, Bali yasantisindan cok etkilenmistik. Benim icin en etkileyici deneyim ise yaptigim iki dalisti. Tatil boyunca sadece bir gun dalis yapacagimiz icin sualti cekim ekipmanlarini tasimaya deger bulmadik; nasil bir basiret baglanma, hatta aptallik anidir simdi daha iyi degerlendirebiliyorum, sanki sirtimizda tasiyoruz, sanki her gun Bali’ye dalisa gidiyoruz. Regulator, BC bile almadik yanimiza. Ben biraz da kucumsuyorum Bali’yi acikcasi, bu kadar turistin gittigi bir yerde sualti ne kadar iyi olabilir ki diye dusunuyorum. Sipadan’da, Sudan’da, Misir’da dalmisim defalarca, kopekbaligi beslemisim, barakuda surulerinin icine girmisim, Bali’de beni sasirtacak ne olabilir ki diye kustah bir yaklasim var bende.
Veee gittim, daldim, gordum, agzimin payini aldim. Ilk dalista 10-12 adet manta, ikinci dalista da 4 tane mola mola gorduk. Gercekten inanilmaz bir deneyimdi benim icin. Mantalarla bu kadar yakin ve uzun suren bir tecrube yasamis olduguma mi sasayim, yoksa dunya uzerinde gorulmesi cok zor olan, nadir mola molalari gordugume mi sevineyim bilemedim. Mola Mola’nin 3 metrelik govdesine ragmen kocaman masum gozleri ve sevimli agzi mi beni daha cok etkiledi, yoksa mantalarin onumde durup gozumun icine baktiktan sonra basimin hemen ustunden sira sira yuzup gitmeleri mi?… hala kararsizim. Tek soyleyebilecegim, dunyanin en guzel dalis noktalarinda yaptigim bir suru tarifsiz dalisin ustune beni bu kadar etkileyebilen iki dalis yaptigim icin inanilmaz mutlu oldugum. Kameralar konusunda konusmak icimizi sizlattigi icin konunun ustunde fazla durmadik ama Tunc da, ben de aptalligimiza hala yaniyoruz. Ikinci seyahate butun cekim ekipmanlari gidecek tabii ki, ve ben cocuklari Tunc’a birakip bol bol dalisa gitme planimi acikca belirttim bile. Bu sefer yanimda arkadasim da olacak, Jakarta’dan ayrilacak olan Demet de Endonezya’dan gitmeden onceki son tatilini bizimle gecirecek.
Bu arada mola mola hakkinda da yazmadan duramayacagim. Mola mola, sayisi gittikce azalan, gorulmesi cok zor bir balik. Sualti tutkunlari bu baligi gormek icin dunyanin obur ucuna gitmeyi goze alirken, bizim gazetelerde her sene mutlaka bir “Marmara’dan canavar baligi cikti!” haberi cikar. Cahil balikcilar, zavalli bir mola mola’yi, asip, gururla yakaladiklari ucubeyi sergilerler, ve benim hep icim cizlar. Umarim cok gec olmadan denizlerimizi koruyacak onlemler alinir, ozellikle balikcilikla ilgili yasalar gozden gecirilip, adam gibi uygulanir. Bu konuda satirlarca yazabilirim, cunku Asya’da da ne yazik ki sualti inanilmaz bir hizla ve acimasizca katlediliyor. Shark Fin Soup , en kohne sokak arasi restoranlarinda bile bulunabiliyor. Sualti katliaminin lideri de Japonya. Bilimsel arastirma adi altinda binlerce balinayi olduruyor ve bu balinalarin etleri sonunda yerel pazarda yerini aliyor. Avusturalya ve Greenpeace bilimsel arastirma icin balinalarin oldurulmesine gerek olmadigini savunsa da, Japonya 21 yillik balina avi yasagini, bilimsel arastirma maskesiyle kaldirmayi basardi ve simdi katliamlarina yasal olarak devam ediyor… cok ama cok yazik. Sanirim “the day the earth stood still” gibi geyik filmler yerine, eski bilimkurgu ‘Predator”u cevreci film olarak gostermek daha etkili olacak Japonlarin ustunde.