>Çocuklar doğmadan önce hazırlanması saatler süren, herkesi bekleten bir tip değildim ama kendime vakit ayırmayı sever, bir yere gidilecekse evden çıkacağım son ana kadar makyajımla ve giysilerimle ilgilenmekte bir sakınca görmezdim. İki çocuk sahibi olduktan sonra bu olay tamamen değişti. Kendime ayırdığım, sakin zamanlarda garip bir boşluk ve suçluluk duygusu kaplar oldu içimi. Bu tür zamanlarda, sanki yapmam gereken önemli birşey varmış da, bir türlü hatırlayamadığım için vakit kaybediyormuşum hissine kapılır oldum. Kafamdaki zaman çizelgesine harfi harfine uyma stresi geldi. Herkesi bu plana uydurmak için peşimden sürükler oldum. Tabii ki şimdi oturup kendimi suçlayacak değilim. İki küçük çocuk büyütüp çalışma ve gezme hayatına aynen devam etmeye çalışmak kolay iş değil. Gerçekten de eğer o kafamdaki plana uyulmazsa, zincirleme olarak bir sürü şey etkileniyor. Çocuklar yemeğini zamanında yemezse, zamanında uyumuyor. Onların zamanında uyumaması benim de daha az uyumam, ertesi sabah spora gtimek için erken kalkamama, ertesi günkü yemeği yapamama hatta duş bile alamama kadar zincirleme bir sürü şeyi etkileyebiliyor. Neyse konudan saptım. Bu durum neyse ki çocıklar büyüdükçe düzelmeye başladı. Tunç’un desteği ve çocukların daha bağımsız olmaya başlamasıyla, ben kafayı yemeden yavaş yavaş normal insan temposuna dönmeye başladım.
Bunları anlatmamım sebebi, ’11 aydır Endonezya’dasın da bir kere bile spa’ya gidip masaj yaptırmadın mı be kadın?’ tepkisine baştan cevap vermek. Çünkü Endonezya masajla ve çeşitli spa terapileriyle ünlü. Spa bulmak ise zor bir iş değil, her köşede iyi yada kötü mutlaka bir tane var. Ben de sonunda bugün daha önce annem tarafından denenip onaylanan Puri Santi’ye gittim.
Sıkılırım, öyle saatlerce vakit öldüremem orda, zaten masaj insanı değilim, hem masaj yaptırırken canım acır hem de ertesi gün heryerim tutulur diye kendime body scrub ve manikür/pedikür ısmarladım.Ortam çok güzel, küçük ama harika bir bahçe, mumlarla, sularla, bambularla dolu minimalist ama zevkli ve huzur dolu bir mekan. İçeri girer girmez hangi renk oje istediğimi, manikür sırasında ne içeceğimi falan not aldılar. Kısa bir ayak yıkama ritüelinden sonra yukarıya, odama çıktım. 1 saat boyunca bütün vücudum kum gibi bişeyle yoğuruldu. Tam bir masaj olmadığı için tam bana göre oldu. Duşumu aldıktan sonra bir de losyonla ovuldum. Cildim yumuşacık, pırıl pırıl oldu. Sonra aşağı inip manikür/pedikür olayına başladılar. Masajı yapan kız pedikür sandalyesine oturuğunda birşeylerin ters gideceğini anlamıştım. Manikürleri işe yaramaz. Ben bile daha güzel oje sürüyorum. Ama fena olmadı gene de, ananas havuç ve elma karışımı meyve suyumu içtim, zencefilli bisküvi yedim, boğazımı yakıp aklımı başıma getiren bir zencefil çayı içtim. Dişarı çıkmadan biraz kendime gelmiş oldum. Ama bir daha manikür falan yaptırmam. Kendimi kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğurtur evime giderim. Hatta belki bir dahaki sefere maske, yüz bakımı falan da denerim. Spa terapileri ve ortam çok başarılı.
Kesinlikle yine gidilmeli. Merak edenler için adres: http://www.purisanti.com
>Find the best resources for spa Jakarta, Indonesia information in http://www.jakarta-spa.com.