>Sumatra’daki deprem cok can aldi, cok kisiyi de kayiplarla sag birakti. Bolgeye yardim su anda Endonezya’daki herkesin gundeminde. Hemen hemen her kurum kendi icinde yardim toplayip ihtiyaci olanlara iletiyor. Senin okulun da konuya tepkisiz kalmadi dogal olarak. Eve gelen bultenlerden yardim kampanyasi duzenleyeceklerini biliyordum. Ancak 4-5 yasindaki cocuklara durumu bu kadar guzel aciklayacaklarini tahmin edememistim. Sinifiniza yardim sepeti koymuslar. Sembolik aslinda, cunku anlamli bir yardim icin okul tarafindan duzenlenen ayri bir organizasyon var zaten. Evdeki bozuk paralari toplayip buraya getirerek yardim yapabileceginizi anlatmis ogretmeniniz. Ama ailelere baski yapmamak icin de, ailelerinin zaten yardim etmis olabilecegini yada baska bir sekilde, baska bir zaman yardim etmek isteyebileceklerini de anlatmis.
Dun yanima geldin ve gozlerini kocaman acarak anlatmaya basladin:
Anne, Sumatra’da deprem oldu ve orada yasayan cocuklarin evleri kirildi. Butun oyuncaklari, esyalari, yiyecekleri de o evlerin altinda kaldi. Onlar simdi kendilerini cok kotu hissediyorlar, o yuzden yardim etmemiz lazim. Cunku herkes ayni, herkesin burada kalbi var. Onlarin kendini iyi hissetmesi icin, bizim simdi onlara bakmamiz lazim.
Gozlerim doldu, hemen kalktik evde sagda solda kalmis butun bozuk paralari, para ustlerini toplayip bir torbaya koyduk. Torbanin agzini kurdeleyle baglamak istedin, cocuklar sevsin diye. Hemen guzel saten bir kurdele bulup bagladik.
Canim bebegim, cok onemli bir bilince ve bilgiye sahipsin su anda. Herkesin ayni oldugu gerceginin farkina varmak, insanlarin kendini birbirinden farkli ve ozel hissetmek icin kurulmus mevcut duzen icinde hic de kolay bir is degil. Bu degerleri, bilinci ve duyarliligi kaybetmemen icin elimden geleni yapacagim.
Sonra soyle bir sarki mirildanmaya basladin:
We are drops, we are drops, of one ocean
We are leaves , we are leaves, of one tree
Seni cok seviyorum.
>Benim de gözlerimi doldurdunuz güzel anne ve güzel kızı….Lara'cım, bu bilinci ruhunun derinliklerinde sımsıkı tut ve adeta gözkapaklarına yaz, olur mu? Çok önemli bir şey ve ileride dünyamızın sizin gibi çocuklara daha çok ihtiyacı olacak…Sevgiler İzmir'den, Türkiye'den…Ebru
>Olmuyor ama olmuyor,Ya ben oraya gelip; o iki tatlı çocuğu yiyeceğim,Ya da bunca reklamdan sonra çocuk yapacağım.Seni tekrar tekrar kutluyorum Selen.İstanbul'dan kucak dolusu selamlar.Kaan
>Ebru, çocuklardan öğreneceğimiz öyle çok şey var ki. Sadece biraz durup onları gözlemlemek, dinlemek bile yeterli aslında.Kaan, e yap tabii ki çocuk. Daha güzel birşey yok ki. Bunları tabii ki yiyebilirsin ama en tatlısı insanın kendi çocuğu hep 🙂
>Cok iyi kalpli bir prenses Lara. Insan nasil yapsak da bu halini korusa diye dusunuyor…
>Onlari sanirim dogalarindan ayirmamissin hic, dogruyu degistirmemissin, olani oldugu gibi biliyor 🙂 Ne kadar sanslisin…Ama dedigin bilinc sende de var, yoksa coktan baska cocuklar olmuslardi…Hepimiz o kalpteyiz…