>Bir sure once, ara ara cok siddetli bir sekilde basim agrimaya basladi. Genelde basagrisinin ne oldugunu bilmeyen bir tip oldugum icin hem garip geldi bana, hem de cok etkiledi. Ilac almayi sevmedigimden kendimi incelemeye basladim. Anladim ki gokyuzune bakmiyorum, hep onume bakip sacma seylerle mesgul olup gerilmeye isyan ediyor vucudum. Ne zaman isten cikiyorum, kafami kaldirip gokyuzunu seyrediyorum, omuzlarim gevsiyor, sirtim diklesiyor, iste o zaman agri magri kalmiyor. Bulutlari, agaclari, dev binalarda gunesin son isiklarinin oynasmalarini seyrediyorum. Sehrin gobeginde ne cok renkli kus, ne cok buyuleyici kelebek, ne cok sincap gordum inanamazsiniz. Gunluk dozlardaki bu minik surprizler beni butun gun idare ediyor simdi.
Bir de ayni anda bir suru sey yapmaya calistikca yahut gun icinde gelisen olaylari kendi kafamdaki plana uydurmaya calistikca gerildigimi, gerildikce basimin agridigini farkettim. E gunaydin bana, degil mi? Neyse iste, bir daha farkettim diyelim. Simdi aklima geldikce, herhangi birsey yapmaya basladigimda, kendime ne yaptigimi hatirlatiyorum. Cok komik geliyor kulaga degil mi? Boyle anlatinca komik gercekten ama deneyin, minicik bir hatirlatma neleri degistirecek gorun. Mesela cay koyuyorum kendime ve diyorum ki “Farkindayim, cay iciyorum” ve sadece cay iciyorum. Kitap, gazete okumuyorum, TV seyretmiyorum, yazi yazmiyorum, sadece cay iciyorum. Cocuklarla oyun oynayacaksam, yine once kendime hatirlatiyorum “Farkindayim, cocuklarimla oynuyorum”, hatirlatiyorum ki yarina ne yemek yapacagimi, ofise giderken ne giyecegimi, hafta sonu neler yapacagimi, cocuklarin ertesi gunku planlarin ne oldugunu, ofise yetismek icin kac dakikam kaldigini dusunmeyeyim.
Boyle iste. Deneyin, kafanizi kaldirip gokyuzunu izleyin ve ne yaptiginizi yada yapacaginizi kendinize hatirlatip ise ruhunuzu da katin. Sonra gelip bana soyleyin, nelerin degistigini.
>güneş ışığı bol olduğu zaman da insan mutlu oluyor…hayat sıcak yerlerde daha mı güzel ne?!
>Farkındayım, bu yazıyı okuyup keyif aliyorum…..
>Günlerdir kafam saçma gereksiz sorunlarla meşgul Elalemin derdi beni gerdi durumu tamı tamına! Olmayı arzu etmediğim halde varmışım, dahilmişim gibi kadın hasedinin orta yerinde ismim geçiyor. Halbuki yalnızca görüp merhaba demişim bu insanlara. Hayat miş gibi mış gibi akmaya başlamış. Yazın öyle denk geldi ki Selen. Oturup dert dökeceğim şuracığa. Söylemesi ayıptır, kızımın başarıları milleti orta yerinden çatlatıyor, ne yapacaklarını bilmez vaziyette, çocukları kışkırtıyorlar. Çocuğum oynayacak arkadaş bulamıyor. Öleceğim sinirden. Hiçbir şeye odaklanamıyorum bu yüzden bloga da doğru düzgün yazılar düşmüyor haliyle. Toparlamam lazım benim de, hava güneşli bugün. Sözünü dinleyeyim, iyi gelecektir elbet.
>ya ben boyle bir 10 yil gecirdim basim agriya agriya! sonunda kactim o sevimsiz dunyadan simdi her gun mutlaka gokyuzune bakiyorum hatta uzun uzun degme keyfime:) benimde boyle birkac postum var bulutlar uzerine ne kadar cok degistiriyor insanin hayatinda! Ben bir jung testi yapmistim o zamanlar MBA merkezinde sonucta kirmizi ciktim pek sevinmistim atesin rengi, lider ruhlu, caliskan, is odakli vsvs. Sonra uzmanla gorusmede adam bana "sizin icin cok uzuldum dedi" siz arkadaslarinizla beraberken bile gozunuz surekli saatte bitsede ise gitsem surekli verimli olsam diye dusunuyorsunuz soyle kendinizi birakip arkadaslarinizla keyifli saatler geciremiyorsunuz diye, hayatimin en sarsici yorumuydu, uzattim yine pardon…
>klisedir ama an'i yasamaktir isin ozu haklisin Selenciim farkinda olmaktir an'i kavramak.Calisan kadin ve anne olanlar icin ne zordur ;aksama yapilacak yemek,yemegi yaparken makinadan cikmasi beklenen camasir,alisveris'ten sonra alinanlari yerlestirmek uzere eve yonelis hep bi sonraki adimi dusunme zorunlulugu.etrafim iste hep bu bi sonraki adimi dusunen mutsuz kadinlarla dolu.Blogun onlara israrla tavsiye edilecek:)
>Aferin benim akıllı,akil kızım,Doğru yoldasın.Seni seviyorum.Annenden tam 26 yıl önce gerçekleri kavradın ya çok şükür.Demek ki bundan sonra herşey senin için daha kolay olacak.Aynı duygulara ben ancak bu yıl,ve çok yakınlarda ulaşabildim ancak.Eee,genç nesil ne de olsa bizlerden çok ilerlerde böyle işte…Seninle gurur duyuyorum.Annen
>Açalya, kesinlikle. En azından benim için öyle. Brajeshwari, siz okuyup keyif aldıkça ben bir mutlu oluyorum ki.. :)NarincE, içini dökmene fırsat olmuş yazım, ne güzel. Zaman zaman hepimiz bu tür negatif ortamların içinde bulabiliyoruz kendimizi. Umursama hiç birini, kızının başarıları senin için yeterli bir mutluluk ve gurur kaynağı zaten. Kimsenin keyfinizi kaçırmasına izin verme. Beste, rica ederim, uzat uzatabildiğin kadar 🙂 Ne güzel, şu anda tam tersi, huzur dolu bir yaşam sürüyorsun. O yoğun tempodan çıkmayı göze almak, çıkıp da mutlu olmak çok önemli ve büyük başarılar. Bıktım ben bu hayattan deyip de o girdaptan kendini çıkarma cesaretini gösteremeyen, çıkıp da sudan çıkmış balık gibi boşluğa düşen çok. Tebrikler sana. Ebru, zor gerçekten haklısın. Ama aslında bütün zaman yönetimi eğitimlerinde verilen mesaj da budur, öncelikleri belirleyip bir anda tek bir işle meşgul olmak. Ben işte de telefonda konuşurken e-mail okumam, toplantılarda başka bir işle uğraşmam. Evde bunu neden yapmıyormuşum bilmiyorum. İşte tek bir işe konsantre olmayı başarabiliyorum ama özelde kendime hatırlatma yapmam gerekiyor şimdilik. Anne'cim, çok sevindim senin için. Ben de seninle gurur duyuyorum. Halil Cibran demiş ya anne babalara: You are the bows from which your children as living arrows are sent forth. Çok öptüm, thanks for being the perfect bow for me to go forth.