>Sardine Reef

>Ekvatorda hava saat 6 gibi kararmaya başlar. Bu yaz kış böyledir. Zaten yaz kış diye birşey yok ya, ıslak ve kuru mevsim var. Sabah 5’e doğru doğan güneş akşam 6 gibi batar senenin her günü. Vahşi doğada hayvanların avlanma saati genelde havanın yarı karanlık olduğu zamanlardır yani ya sabah gün doğarken, ya da akşam gün batımı öncesidir. Bu karada da, denizde de aynıdır.

Uçakla turladığımız gün ilk dalışı kaçırdığımız, ikinci dalışa da geç girdiğimiz için son dalışımız tam gün batımı öncesine geldi. Dalış noktamız Sardine Reef’e adını veren büyük sardalya sürüsü kafamızı suya sokar sokmaz karşıladı bizi. Büyük balık küçük balığı yer ya, sardalya sürüsü olan heryerde her türlü büyük balıkla karşılaşabileceğimizin bilinciyle gözlerimiz parladı sürüyü görünce. Resifi dolaşmaktan vazgeçip, sürünün olduğu yerde durmaya ve olacakları seyretmeye karar verdik. Akıntı biraz yoğun olduğundan ben kendime bir kaya arkası bulup, etrafı izlemeye koyuldum. Tunç ise mercanlardan büyülenmişti. Haksız da değildi aslında, orman gibiydi mercanlar. Ancak Tunc mutlu mesut, mercan fotoğrafı çekerken, arkada hareket başlamıştı. Kocaman akyaların, sinaritlerin ve orkinosların sardalya sürüsüne ve yanındaki akya sürüsüne dalışlar yapmaya başlamasına, gri resif köpeklabıklarının sürünün etrafında daireler çizmesine benim ısrarlı uyarılarıma rağmen kulak asmadı. Ta ki o sesi duyana kadar.

Hani sualtı belgesellerinde büyük balıkların ani hareketlerinde bir ses efekti kullanılır ya, bilir misiniz? Su altında hava regülatörün içinde haeket ederken çıkan sesi andırır ama daha derinden gelen, daha boğuk, ani ve kısa bir ses. İşte Tunç’un kafasını mercanlardan kaldırmasına bu ses sebep oldu. Birlikte dikkat kesilip sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştık. Anladık ki, orkinosun dev gövdesinin balık sürülerine jet hızıyla saldırırken çıkardığı ses bu. Derken göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zamanda orkinos inanılmaz bir hızla saldırarak bir adet akyayı kafa kısmından yedi, hemen arkadan gelen gri resif köpekbalığı da kıvrak ve hızlı bir hareketle diğer yarısını kaptı. Köpekbalığı akyayı kaptıktan sonra bir saniye durdu, gözgöze geldik ve arkasını dönüp gitti.

Gözlerimize inanamıyorduk. Daha önce köpekbalıklarının insanlar tarafından beslendiğini görmüştük ancak doğal olarak avlanmasına ilk kez şahit oluyorduk. Bütün bu anlattıklarım çok hızlı olup bittiği için hiçbirini görüntüleyemedik. Orada saatlerce kalıp bu sahneleri seyredebilirdik, ancak dalış saatlerimizin uyarısına kulak verip, dekoya girmeden sudan çıkmak üzere hareke geçtik. Sardine Reef’e başka dalış yapamadım ancak olur da bir daha Raja Ampat’a gidersem, yanımda mutlaka video kamera olacak ve bu noktaya en az 3-4 tane gün batımı dalışı yapacağım.

7 thoughts on “>Sardine Reef

  1. >Gülşah, çok yehecan vericiydi gerçekten :)Gül Hanım, inşallah bir sonraki ziyaretimizde görüntüleyebiliriz. Haluk, yok canım kafessiz büyük beyazın vereceği kalp çarpıntısının yanında bu birşey değil. yine de beğendiğin için teşekkürler :)Yasemin, hahaha, alemsin. Çok teşekkür ederim arkadaşım. öptüm seni 🙂

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s