>Adalarda konforlu seyahat icin ipuclari

>Genel olarak Guneydogu Asya’da, daha spesifik olursak, Endonez adalarinda tatil yapmis olanlari rahatlikla iki gruba ayirabiliriz: hayran kalip, buralara bir sonraki tatilin hayalini kuranlar ve nefret edip, evine donecegi gunu hatta saatleri sayanlar. Arada kalanlar bence cok az. Herkesin ilgi duydugu seyler, kaldirabildigi macera ve hareket miktari, tatilden beklentileri farkli. Hele de isin icine cocuk giriyorsa, gunluk hayatta alistigi konforu bulmadan rahat edemeyenler de var, agzina kum atan cocuguna gulup gecen de. Ben iki ucta da degilim dogrusu ama ibrenin her yerindeki herkese saygim var. Bu yazida amacim rahat anne olalim, cocuklari cayira salalim, yada aksiyon dolu olmayan tatil tatil degildir gibi fikirleri savunmak degil, sadece buralara gelmeyi dusunenlere fikir verebilmek, beklentilerini mevcut sartlara gore sekillendirmelerine yardimci olmak ve basit tedbirlerle yasanabilecek rahatsizliklari onlemek.

Adalarin guzelligi su goturmez bir gercek, turkuaz deniz, tropik kumsallar, muhtesem bitki ortusu, Bati’da dunya paralar verilip alinan ve koklaya koklaya yenilen tropik meyvelerin bollugu ve cesitliligi, Dogu kulturunun ve inanislarinin mistik cazibesi, kendini prenses gibi hissetiren spalar, guler yuzlu insanlar herkesi kendine hayran birakmaya yetiyor. Bunlara cok daha fazlasi eklenebilir, dunyanin sadece belli bolgelerinde gorulebilen endemik canli turleri, vahsi dogayi cok yakindan gorebilme imkanlari, bizden cok ama cok farkli sekillerde yasayan, bambaska seylere inanan insanlarin hayatlarina kisa bir sureligine dahil olabilme ayrilaciligi mesela. Ozellikle cocuklarin farkliliklari tolere etmeyi, herkesin farkli ama aslinda ayni oldugunu ogrenmesi acisindan bu seyahatlerin essiz oldugunu dusunuyorum. E madem boyle cennet gibi yerler, neden bazi insanlar evine donmek icin dakika sayiyor? Anlatayim.

Gordugum kadariyla en basta gelen sebep yemekler. Asya’daki mutfak kulturu cografyanin genisligiyle dogru orantili. Guneydogu Asya icinde bile hepsi farkli farkli. Insanlar genelde Asya’ya Cin yada Japon mutfagi beklentisiyle geliyor. Oysa ki Endonezya mutfagi bambaska tatlar ve kokular iceriyor. Bazilari bizim damagimizin kaldirabilecegi, hatta guzel bulabilecegi gibi olsa da, bazilarina alismak uzun zaman alabiliyor. Bir de kahvalti diye bir ogun buralarda yok, kahvaltida da normal yemek yiyor Endonezyalilar. O yuzden peynirinize, zeytininize duskunseniz, yemek konusunda tutucuysaniz gelirken yaninizda bir kalip beyaz peynir, bir paket sele zeytini getirmeyi unutmayin. Baliklar ve deniz urunleri tazecik, harika. Gece denize karsi balik yerken, ah bir de raki olsa diyecekseniz, bir kucuk rakiyi bavulunuza koyuverin. Eger cok bakir bir adaya gidiyorsaniz, denizden ciktiktan sonra atistirmalik birsey almak icin bakkala gittiginizde kurutulmus yengec, sushi aromali patates cipsi gibi abuk cerezlerden baska birsey bulamayabilirsiniz. O yuzden siz ne olur ne olmaz en sevdiginiz cikolatadan ve biskuviden de birer paket aliverin yaniniza. Ama ne kadar tutucu olursaniz olun yerel lezzetleri az acili tarafindan denemeden gitmeyin.

Diger bir sebep burali insanlarin dogasi. Burada hayat yavas, basit ve pozitif. Eger herseyin tikir tikir islemesini bekliyorsaniz, restoranda bir masaya siparis edilen yemeklerin hepsinin ayni anda gelmesi sizin icin onemliyse, cocugunuza siparis ettiginiz yemegin kendi kendine once gelecegini umuyorsaniz, markette para ustunun trink diye hemen onunuze konacagini saniyorsaniz, karsinizdaki insanlarin leb demeden leblebiyi anlayacagini saniyorsaniz buraya gelmeden once beklentilerinizi degistirmekte fayda var. Hele de geride biraktiginiz super hizli, tikir tikir isleyen hayatinizin temposundan cikamadiysaniz ve sabriniz tastiginda agresfilesip bagirip cagirarak istediginizi elde edeceginizi dusunuyorsaniz hareket tarzinizi degistirmek size burada buyuk fayda saglar. Agresif davranislarin, cadalozlugun sorunlari cozdugu yerler vardir belki ama Endonezya kesinlikle o yerlerden degil. Tam tersi karsinizdaki insani daha cok korkutup, panik edip, daha yavas ve hatali hareket etmesine sebep olursunuz. Tavsiyem, ucaktan indiginizde yuzunuze carpan sicak havaya birakin kendinizi, birakin eritsin yureginizdeki butun buzlari. Tek amaciniz guzel bir tatil gecirmek olsun, herseyin yavas olacagini bastan kabullenin ve kendinizle yarisa girmeyin. Tatildesiniz ne de olsa, kosturmayin, burada kimse sizin hiziniza yetisemez, siz mutsuz olursunuz. O yavasligi da bir tatil anisi olarak hatiralariniza alin, gulumseyin. Talimatlarinizi bastan cok basit bir dille ve net olarak verin. Restoranda ilk verdiginiz siparisi degistirmeyin, iyi dusunun ve bir kerede dogru siparis verin. Eger cocugunuzun yemeginin yada baslangic olarak siparis ettiginiz yemeklerin once gelmesini istiyorsaniz, mutlaka soyleyin. Aksi halde baslangic yemeginiz, corbadan sonra gelebilir. Birseyler ters giderse sinirlenmeyin, bagirmayin, herkese kibar ve saygili davranin, bunun odulunu fazlasiyla alacaginiza emin olun. Onlar mi yavas, yoksa biz mi cok hizliyiz diye bir dusunun ve gulumseyin.

Baska bir kritik sebep de temizlik anlayislarinin farkliligi. Bazi farkliliklar kulturden ve aliskanliktan kaynaklansa da temizlik standardi bizim anlayisimizdan daha dusuk. Jakarta’da temiz tuvalet, tuvaletlerde tuvalet kagidi ve sabun kolayca bulunurken, sehir disina ciktikca bunlar sorun olabiliyor. O yuzden otel disina cikip gezmeyi dusunuyorsaniz, siz pasa pasa islak mendillerinizi, el dezenfektanlarinizi ve klozet ortulerinizi alin yaniniza, basiniz agrimasin. Macera ugruna sokaktaki bufelerden yemek yemeye, sokaktan taze meyve suyu icmeye falan kalkmayin. Adam gibi muslugu, suyu olan restoranlara gidin. Otellerde hijyen sorun yasamadik ama cok titizseniz birer kucuk havlu da getiriverin yaninizda.

Benim aklima gelen son konu yaratiklar. Tropik iklim, bizim saksida zar zor buyuttugumuz kaucuklar, benjaminler burada dev gibi agac oluyor. E ona gore bocekleri de buyuk. Kelebekler nasil kocamansa cekirgeler, karafatmalar, yusufcuklar da dana gibi. Hadi bu boceklerle gunluk hayatta karsilasmalar pek olmuyor ama iki tip kertenkele var ki, heryerde var. Biri buyukce, cok korkak oldugu icin karsilasmasi cok zor ve gekko diye bir ses cikariyor. Ben bayiliyorum bu hayvanin sesini duymaya, hic karsilasmadik. Digeri ise minicik, kucukleri var seffaf gibi, bazilari pembemsi, cok sevimli. Bunlardan bizim Guney sahillerimizde de cok gordum ben. Sivrisinekleri yedikleri ve zararsiz olduklari icin yerli halkin ic mekanlarda bulunmasini dogal karsiladigi bir yaratik. Ancak bizim gibi steril ortamlardan gelenler icin dehset verici olabiliyor. Ha, bir de sivrinekler var. Tasidiklari hastaliklar yuzunden de en buyuk kabusumuz, ama cok sukur ki caresi var. Ne yapiyoruz? Oncelikle havalimaninda cimrilik etmeyip 20-30 dolar para bozdurup, cebinizde bir miktar yerel parayla cikiyoruz. Otel transferini yapan arkadasa yolda bir markette durmasini, bocek ilaci almak istedigimizi soyluyoruz. Otele varmadan yanimiza bir kutu bocek ve sinek oldurucu sprey, sivrisinek kovucu elektrik prizine takilan matlardan iki tane ve vucuda surulen sivrisinek kovucu losyonlardan aliyoruz. Otele gittigimiz gibi hemen matlari fislere takiyoruz ve guzelce ilaclayip cikiyoruz. Ozellikle perde arkalarini, yatak ve masa altlarini, banyoyu ilaclamayi unutmuyoruz. Bir saat kadar oteli geziyoruz, kendimize birer kokteyl soyluyoruz, bu arada odadaki sineklerden, kertenkelerden ve her turlu mahlukattan kurtuluyoruz. Oteller duzenli ilaclama yapiyorlar aslinda ama bu proseduru ben standard heryerde uyguluyorum ve kafam rahat bir sekilde uyuyorum. Sonra gelip odayi havalandirin, camlarda tel yoksa acmayin, klimayi calistirin ve yine 1-2 saat havalandirin. Guzel bir aksam yemegi yiyin mesela bu arada. Hem de hemen uyumayip jet lag’den daha cabuk kurtulmus olursunuz. Bu islemi yaptiktan sonra camlari kapilari fazla acik birakmayin. Sabahlari odadan cikmadan sivrisinek kovucu losyonunuzu surmeyi ihmal etmeyin. Sivrisineklerin en yogun faaliyette oldugu saatlere, gun dogumu ve gun batimina ozellikle dikkat edin.

Bunlarin disinda sizin icin onemli olan esyalari, kozmetikleri yaniniza mutlaka alin. Acil durumlar icin bir kutu genis spekturmlu antibiyotik, ishal ilaci, dekonjestan, agri kesici, vitamin, mide icin antiasit, antihistaminik ve doktorunuzun tavsiye ettigi yada duzenli kullandiginiz ilaclari mutlaka yaniniza alin. Gunes kremi ve sapka olmazsa olmaz da, eger guneslenmeyi seviyorsaniz bir gunes sonrasi kremi de alin yaniniza. Unutmayin ekvatora cok yakin olacaksiniz ve bu gunes bir anda insanin cildini kavurabiliyor.Unutursaniz, otel personeline rica edin size bir aloe vera yapragi getirsin, yapraktan cikan jeli cildinize surun, yogurttan daha etkili oldugunu goreceksiniz. Denizler hep mercan denizleri oldugu icin bir deniz ayakkabisi yada dalis patigi edinip gelmekte fayda var. Bembeyaz kumsal da olsa denizin ortasinda mercan yahut rahatsizlik verecek bir canliya yanlislikla basabilirsiniz. Dalis yapacaksaniz berenizi unutmayin, cunku dalislara genelde hizli teknelerle gidiliyor ve kulaklarla sinusleri etkiliyor malum. Bir de benim tatil demirbasim buralarda sarong, bazi yerlerde pareo denilen buyukce, kare, pamuklu incecik bir kumas parcasi. Asil amaci bikinin ustune beline dolayip sahile gitmek, yada elbise gibi boynuna dolamak. Ancak benim kullanim alanlarim daha genis, cocuklara sahilde carsaf veya ortu yapmak, sapka yada bere gereken durumlarda kafama sarmak, klimali soguk ortamlarda omuzlarima ortmek, piknik ortusu olarak kullanmak, cocuklar dustugunde bardan alinan buzlari ona sararak kompres yapmak, islak mayosunu cikardiginiz ancak kuru kiyafet almayi unuttugunuz cocugu sarmalayip odaya goturmek gibi bilimum annesel islere de yariyor. Hatta cok zorda kaldigimda Lara’nin burnunu sildigim bile oldu. Igrenc migrenc, anne olunca isler boyle degisiyor, n’apalim. O yuzden iki tane aliyorum yanima hep.

Benim aklima gelen konular bunlar, atladiklarim varsa yapici elestrici seklinde, cozumleriyle ekleyin lutfen. Amac uc senedir cok mutlu bir sekilde yasadigim bu guzel ulkeyi karalamak degil, sadece buraya seyahat edenlerin daha guzel ve rahat bir tatil gecirmesini saglamak. Seyahat planlariniza yardimci olmasi umidiyle…

9 thoughts on “>Adalarda konforlu seyahat icin ipuclari

  1. >O yavaslik meselesi Bulgaristan'da da var. Kahvaltiyi soyluyorsun, oglene dogru anca geliyor 🙂 Tamam abarttim ama en az 1 saat beklemek gerekiyor. Arada da unutmadiniz degil mi diye hatirlatmak. Siradan normal ekstra birsey olmayan sadece kahvalti yahu demeyin. Hayat yavas 🙂 ya da dedigin gibi biz cok hizliyiz 🙂 Bir de is icin gidince kafayi yedirtiyorlar adama. Bortu bocuk meselesinden accicik tirstim. Haydi odadakileri hallettik, sahilde falan yok mu bunlardan. Ingiltere'deyken bir belgesel seyretmistim. Bir tur sinek, caktirmadan insan derisinin altina larva birakiyordu ve farkinda olmayan, tatil icin oralari secen insanlar evlerine donduklerinde o deri sisiyor, altindan kurtcuklar cikiyordu, eger sanslilarsa ve doktorlari bunu kesfederse! Nihayetinde bilmedigin bir yere cocukla gitmek her daim riskleri goze almak demek! Sagolasin…

  2. >ah ah.çok sevdim ben arkadaşım.gerçi yemeklere alışamayıp epey bir kilo bile verdim ama bu da ancak avantaj olur :)üstünden bu kadar zaman geçti ama yazdıkların o kadar taze o kadar güzel ki, kocaman bir gülümseme ile okudum.umarım daha nice geziler dalışlar vardır bana ileride buralarda…

  3. >harika bir tanitim ve seyahat rehberi olmus Selencim… agaclik bolgede yuruyus yapmak da tehlikeli bi defasinda kirkayaktan hallice bir mahlukat kafama oradan da t-shirtumun icine kayarak…igyykkk yazarken bile fena oldum:)

  4. >Cigdem, cevaplamadigim sorular varsa sen e-mail yaz yine. Iyi seyahatler bebisle 🙂 Dilek, yok oyle derinin altina larva birakan sinekler falan yahu! Sahilde bir rahatsizlik yasamadik simdiye kadar. Bak sen, ben de bu uyusukluk sicaktan diyordum ama Bulgaristan'da durum ayniysa teorim curur. Nalan, gelirsin tabii ki, neden gelmeyesin. Daha kesfedilecek cok yer var, sen planlarini yap yavas yavas 🙂 Mabul'un yemekleri en son gittigimde bana bile kilo verdirdi (cok zayif oldugumdan degil, yanlis anlasilmasin, yemeklere alisik oldugumdan "bile" diyorum). Kalanlarin cogu Asya'li olunca ona gore yemek cikariyorlar. Ama yine de "bu aksam da makarna yapsaniz keske" dedigimizde kirmayip yaptilar. Salata bardaki domates, salatalik biberleri kendi tabagimda kucuk kucuk dograyip coban salata yaptigimda limonumu getirdiler hemen masaya. Cok tatli insanlar, o yuzden bir daha cok ac kalirsan ne istiyorsan soyle, ellerinden geleni yaparlar. Ebru, ne diyorsun!!??!? iyykk, cok kotuymus. Ben de okurken fena oldum. ne isin var elin yagmur ormaninda senin deli kiz?

  5. >Sinekler Brezilya taraflarinda idi galiba. Oralarda olmamasina sevindim 🙂 Bulgaristan'daki sabah kalkar kalkmaz icmeye basladiklari votkadan olabilir elbet ama butun halk mi iciyor ki?

  6. >Selencim,Yine harika dile getirmissin… bende yuzumde gulumsemeyle okudum.Harika gozlemlemis ve bunu yaziya dokmussun.Hele ki Sarongun cok yonlu kullanimini anlattigin kisma bayildim ama gercekten hersey icin kullanilabilecek konforda bisey :))))Bu tatili kacirdim ama bi daha ki sefere kesin varim haberiniz olsun :))

  7. >gecen hafta yazini ilk yazdiginda icimden tuh keske daha once olsaydi kuzenim yeni dondu ordan demistim. 4 yasindaki kiziyla gelmislerdi. Sonra dun kardesimle konusuyordum. Gezmeye karar vermis. Bodrum'da yasiyor simdi. Herseyi devrettiginde, once vizesiz ulkelerden baslayip gezecekmis. Endonezya'da cok sevdigim arkadasim var dedim :))) Gelecek olursa tiyolari alirim senden 29 yasindakiler icin olan. Gelince yasar cunku o orda biraz.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s