>Yurtdisinda yasamanin eglenceli taraflari cok. Surekli farkli bir kulturun icinde olmak, anadilin olmayan bir dili konusmak zorunda kalmak son derece komik durumlara sokabiliyor insani. Ozellikle dil konusu insan beyninin , yada daha dogrusu kendi beynimin, ne kadar da komik calistigini ortaya koyuyor. Dil ve konusma terapistlerinin dedigine gore herhangi bir dilde konusurken bilmedigimiz kelimelerin yerine, otomatik olarak en iyi bildigimiz dildeki karsiliklarini kullanirmisiz. Cok dilli ortamlarda yetisen cocuklarinin olusturduklari sevimli, karmasik birlesimlerin sebebi buymus goya. Buna cok komik ornekler bizde ve yakin cevremde var. Ancak benim durumum bu teoriye kesinlikle uymuyor.
Buraya ilk geldigimde hemen Endonezyaca derslerine baslamistim. Is ortaminda Ingilizce yaygin olarak konusulsa da, ozel yasamda hayatimi kolaylastirmak icin az bile olsa bu dili konusabilmem gerekiyordu. Ben de ogrenmeye baslamistim. Uzunca bir sure, Endonezyaca konusmam gerektiginde, beynim en iyi bildigi dili degil tam tersi, Endonezyaca’dan sonra en yarim yamalak bildigim dili, Fransizca’yi yerine koyma egilimindeydi. Kendimi defalarca, bildigim uc bes Fransizca kelimeyi kullanirken, sonra da kendi kendime gulerken buldum. Beynimin Endonezyaca’yi kabul etmesi ve Endonezyaca’ya ayni dilde cevap verebilir hale gelmesi bayagi bir zaman aldi.
Ofiste benimle konusulurken kullanilan dil Ingilizce genelde. Hani toplantilarda falan tamam, zaten o dili konusmayi bekliyor beyin, buna hazir. Ancak tam islere pur dikkat gomulmusken, bir konuya tamamen kendimi vermisken cat diye biri gelip birsey dedi mi “hadi canim!?” , “hay allah”, “ o ne”, “tamam” gibi Turkce kelimelerle cevap verdigim cok oldu. Bu karsi taraf icin hic komik degil tabii ama beni cok eglendiriyor. Cogu zaman karsimdaki sacma birseyler soyledigimi, Turkce konustugumu farketmiyor bence, buyuk ihtimalle soyledigim seyi anlamadiklarini dusunup kafa salliyorlar. Yada cok kibarlar, durumu idare ediyorlar. Eger ben yanlislikla Turkce konustugumu itiraf etmezsem, bozuntuya verilmiyor durum.
Bunu neden yazdim derseniz, az once bana kapiyi acan adama “mersi” dedim. Artik Fransizca’dan miiii, Turkce’den mi alinti yaptim bilemeyecegim ama sizlerin basiniza gelen komik durumlari merak ettim. Onun icin yazayim da sorayim dedim, hadi anlatin bakalim 🙂
>:)) yanlız değilmişim.. Bende bugün sabah buna benzer bi durum yaşadım.. ingilizce dersinde yazdığım metni kontrol eden öğretmene "bu doğru mu" diye sordum:) sonrada bozuntuya vermedim ama kendi kendime güldüm.Bu durumu en çok kızımda yaşıyoruz.Geçen gün okuldan bir hışımla geldi ve "anne Nelson beni hitiyor ve scratchyor" dedi. böyle durumlar zaman zaman abes olsada gerçekten çok komik:)
>Beni geçtim, Tammo bile Dante'yle oynarken "hadi hooop!" falan diyor.
>Ben dil konusunda gercekten yeteneksiz oldugumu kabul ettim. Cabalamiyorum da ama cabalasam da ogrenemeyecegime inandim bir kere nokta 🙂 Ama nedense hala bildigim 3-5 cumle Hollandacayi kullanmak konusunda manasiz bir israr icindeyim. Ilk bir iki cumle tamam ama 3. cumleden sonra sohbet devam ederse hic bozuntuya vermeden ben Hollandaca bilmiyorum diyerek Ingilizce konusuyorum. E neden Hollandaca basladin o zaman demiyorlar kibar insanlar seviyorum 🙂
>Hindistan'da bir fransiz, fransizca bildigimi ogrenince cok sevindi ve ingilizce konusmasini direk fransizcaya cevirdi. Ama ben ingilizceyi konusmaya basladiktan sonra Amerika'da fransizcama ne oldugundan habersizdim. Kac yasindasin dedi bana kendisi bir sure konustuktan sonra, J'ai thirty two dedim, bakiyordu bana, ben de acaba cok mu yasliyim onu mu demek istiyor diye icimden dusunuyordum. Sonra ingilizce konusmaya devam ettik benim ricamla. Ayrildiktan sonra ondan, yolda giderken dusundum neler konustugumuzu o sirada duydum dedigimi :))) Guldum tabii bayaa. Simdi de arada oluyor yine ayni sey, cumle fransizca basliyor ama ingilizce bitiyor :)Mira'da da sunlar var, hadi jumplayalim,share'cez :))Bir de aziz farki var. Bir gun bir azizi ziyarete gittik, fransiz kokenliydi. Gruptakiler ingilizce konusuyorlardi, bir ben fransizca biliyordum. Sevinmistim, iyi herkes ingilizce biliyor, konusmasini ingilizce yapar diye. Onune oturduk, bana dondu, beni cevir dedi. Swami Vijyanandaji ben ceviremem, anlattiginiz sey benim cevirmem icin cok zor dedim. Gulumsedi cevirebilirsin dedi. Ve basladi konusmaya, ben de cevirmeye. Hicbir hata olmadan, sanki kirk yillik simultane cevirmenmisim gibi :)) Iste Tanri degince herseyi konusuyorsun :)) Ne cok konustum, hadi cekildim huzurunuzdan … ASKla…
>Bizde örnek çok .Ashley sayesin de bende tarzanca konuşur olmuştum bir dönem.Türkiye'ye döndükten sonra misafirlerle konuşulan Almanca İngilizce diyaloglar,postacıya(yanlş evrak imzaladığında) Come On yaa , yumurtaya üşüdü demek (soğudu yerine) ,ve dahası .Ben arada almanca konuşmak dışında pek bocalamadım ama Ashley hala 3 dili aynı anda konusuyor ,sinirliyken bi cümle kuruyor ki evlere şenlik 🙂 Mesela ; Pardon Anne aber you should know this :DAslında birgün yazsam böyle bir post ne iyi olur. Senin bıcırlar şimdi hangi dilleri konuşuyorlar Selen?Red Riding Hood
>Benim en komik anim Tesco'da gecer 🙂 Turk bir arkadasla meyve sularina bakiyorduk. Portakal suyuna uzandi eli, bitlisinden al dedim ben de 🙂 Posa lazim… Sonra ikimiz birbirimize baktik ve yikildik :))) Niye ise Turkce konusurken Ingilizcesine gitti aklim. Sonra bir de posa lazim lafi da var ama :))) Turkiye'de bizim kizlar bitleri topladik anne diye yanima gelince annemin komsusu nasil yani diyerek bir sicramisti diye anlatti arkadasim da!Denetim sirasinda ozellikle Urdun'de pusulami sasiriyordum dil konusunda 🙂 Ayni fabrikada, Hintli, Sri Lankali, Cinli, Urdunlu iscilerle mulakat yaparken, kendimi Urdunlu tercumanimla Turkce konusur buluyordum :))) Bir seferinde de otelden beni alip fabrikaya goturen Urdunlu taksi soforu tam inecegime yakin Istanbullu musunuz? Dediginde dumur olmustum. Adam meger liseyi Istanbul'da okumus!Bu son bak :))) Daha cok var, yaz yaz bitmez goruldugu uzere…Misir'da sirketin oradaki burosundaki arkadasla bana oteli ayarlayan turizm sirketine gittik(o otelden daha uygun fiyat veriyordu :))) Adamlara bill diyorum anlamiyorlar, invoice diyorum anlamiyorlar. Tarif ediyorum, alis veris yaparsiniz, karsiliginda size bir kagit verirler, ebleh ebleh bakiyorlar. Bizimki de anlamiyor. Aaa bende var bir tuhaflik dedim. Turkce'de biz FATURA diyoruz, Ingilizcesini baska nasil soylerim ki dedim sinirli sinirli Turkce, o hizla! Bizim arkadas aaaa Fatura, Faturaaa demesin mi? O anda jeton dustu, fatura zaten Arapca 🙂
>Bende ayni dertten muzdaribim hatta gecen gun garsona tesekkur ederim dedim adam suratima bir sure aptal aptal bakti tabii hakli olarak.Ama en komigi de Turkiye de pasaport kontrolunde ki polise Good Morning demem oldu. Bazen ofiste Turkce konusurum is arakadaslarimla..
>Oncelikle herkese icten paylasimlari icin tesekkur ederim. Gecikmis cevap icin de ozur dilerim, oglusumun 5'inci dogum gunu hazirliklari biraz rotara sebep verdi ama iste buradayim yine. Amine, cok seker geliyor bu idafeler bana aslinda ama bizler ve cevremizdekiler anliyor da Turkiye'ye gittiklerinde neler olacak merak ediyorum. Yazin gorecegiz 🙂 Acalya, dominant anne, Tammo'yu da Turklestirmis 🙂 Gulcin, sanirim insanlar cat pat bile olsa kendi dillerini konusmak icin caba harcayan birine sempati duyuyor ve daha anlayisli oluyorlar. Vazgecme bence, yavas yavas dahi olsa konusmak icin caba gostermek lazim bence yasadigin yerin dilini. Devam :)Uma'cim, kim o aziz, Arda'yi gotureyim de dili cozulsun bari :)Gerci bana da lazim ya, bazan beynim kilitleniyor ve bana soylenenleri anlamiyorum. RRH, cok iyiymis sizinkiler de. Lara genelde klasik Ingilizce ve Turkce karisimini yapiyor. Endonezyaca'yi biraz konusabiliyor ama konusmasina sokacak kadar aktif degil. Ama o da uzun bir sure hangi dil Ingilizce, hangisi Endonezyaca karistirdi. Ingilizce konusup, ben Endonezyacayi cok iyi konusuyorum bak diyordu. Arda'da ise her soylenene Ingilizce sevap verme egilimi oldugu icin, pek bir karisiklik yok. Onun daha keskin sinirlari var sanirim, Endonezyaca birsey soyleyecegi zaman Endonezyaca soyluyor bakicisina. Turkce cevap verecekse Turkce veriyor ama bir iki kelime sonra Ingilizce'ye donuyor zaten. Ilginc bir sekilde corba durumu yok. Berceste, haha, senin hikayelerin de harikaymis Dilek! Yanliz o fatura hikayesi benim de basima geldi burada 🙂 "bit"li meyve suyuna bayildim! hahaha! Lily of the Valley, 🙂 aramiza hosgeldin. Bak herkes ayni dertten muzdarip, bizde sorun yok!
>Selen'cim Swami Vijyananda idi, youtube'den gorusebilirsin simdi birtek, artik o heryerde 🙂
Benim en dumurluk anlarim, genellikle Turkiyeye gectikten sonraki ilk gunler: bir dilden ikincisine gecisteki ilk gunler. Biz evimizde esimle turkce konustugumuz, cocuklarla da yalnizca turkce konustugum halde, sokakta alisveriste dogal olarak cikan dil Yunanca… Boyle olunca turkiyede alisverislerde ilk gunlerde marketlerde, kimliginiz var mi? diyenlere Yunanca evet, dedigim coktur.
Bir de, Izmirde bor OYPA market acilmisti ve ben onu Yunanca yazilmis gibi okumustum :))) Yunanca olsaydi, URA olurdu, gayet dogal bu URA yeni mi acildi demistim :))) hehehe