Kagit helva arasi pismaniye

Degisik kulturleri tanima seruvenine ilk basladigimda farkliliklar dikkatimi cekerdi hep. Herseyin, herkesin, her sehrin aslinda nasil da birbirinden farkli olduguna sasirir dururdum. Yeni gittigim bir yerin bambaska olacagina oyle hazir olurdum ki, belirsizligin korkuyla tatlandirilmis heyecaninin icimi doldurmasi hosuma giderdi. Neyin nerede nasil olacagini hayal edip, kendimi olasi durumlara karsi hazirlamaya calisirdim ama mutlaka planin disinda birseyler olurdu. Basima beklenmedik seyler gelmesinden icten ice bir haz duyar, sakin bir sekilde icinde bulundugum durumun tadini cikarirdim. Bu anlar, daha sonra ballandira ballandira anlatilacak anilara donusurdu ne de olsa. O zamanlar sinirlar cok kesindi benim icin. Temiz, pis, iyi, kotu tanimlari cok netti. Benim kulturume, bana ait olani gururla tasiyor, agresif bir milliyetcilikle sahip cikiyordum. Benzerlikleri ise reddediyordum, olsa olsa Turk kulturunun etkisiyle dunyaya yayilmis olabilirdi, yoksa unu suyla karistirip hamur yapmayi tahil yetistiren herkesin akil edecegini nedense goremiyordum.

Oysa simdi, benzerlikler daha cok dikkatimi cekiyor. O, gururla bavulumda tasidigim kulturun parcalarini dunyanin farkli koselerinde bulup birlestirdikce, aslinda butun kulturlerin koskocaman birseyin birbirine bagli parcalari oldugunu dusunuyorum. Gittigim hicbir yerde kendimi yabanci hissetmiyorum, bir sekilde herseyin yolunda gidecegini, karnimi guzel yemeklerle doyuracagimi, guzel insanlarla karsilacagimi biliyorum. Her sehir, her mutfak, her insanin ortak noktalari gormeye alistigimiz farkiliklardan daha cok ne de olsa. Yeme icme merakim malum, en cok dikkatimi ceken seyler yemekler.

Bizim ofisten cikip HSBC’ye dogru yurudugumde, ojeklerin bekledigi sokagin basinda resimdeki seyi satan bir adam goruyordum hep. Pembe pecete parcalarina sarip torbaya dizdigi seyleri kacamak bakislarla inceleyip ne oldugunu cikarmaya calisiyordum. Kagit helvasi ve pismaniye gibi gorunuyordu ama hijyen acisindan sokaktan birsey alip yemeye de cesaret edemiyordum. Gecenlerde kucuk bir alisveris merkezinin icinde yerel yemek standlari gordum. Standlardan birinde hep gozumu dikmis oldugum bu sey satiliyordu. Hemen aldim, eve gitmeyi beklemeden arabada yedik. Kagit helvasinin arasina konmus bildigimiz pismaniyeydi! Adi „arum manis” imis yani tatli kokulu. Rambut Nenek, yani nenemin saci da deniliyormus. Bu arada „nenek“ ve „nene“ kelimeleri arasindaki benzerlik de gozden kacacak gibi degil. Tadi, goruntusu, yapilisi ayni bizim pismaniye gibi, hatta „gibi“ demek yanlis olur, herseyiyle pismaniye. Tek farki yenme sekli, bizim gibi tek basina degil de, kagit helvasinin kagit kismi gibi bir wafer arasinda yiyorlar. Cok da guzel oluyor dogrusu, tavsiye ederim. Ne de olsa kagit helva da var, pismaniye de, koyun arasina tel tel pismaniyeleri, yanaklariniz sekere bulanacak kadar kocaman bir isirik alin ve tadini cikarin.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s