Yaklasik bir haftadir Papua’dayiz. Gecen yilki geziden sonra cok detayli anlatmistim, onlarin ustune yeni yazi konusu cikmaz diye dusunuyordum. O yuzden gittigimi bile yazmamistim. Ama Papua, o essiz dogasiyla yine beni sasirtmayi basardi.
Bu kez Papua Paradise isimli baska bir yerde kaldik. Burasi gecen sefer kaldigimiz yerden biraz daha konforlu ama ‘fishy line’ dedigimiz cok yogun balikli dalis noktalarina uzak. Bu bolgelere dalis yapmak icin sabahtan cikip, butun gunu tekneyle denizde gecirmek gerekiyor. Cennet gibi kumsallarda desaturasyon ve yemek molalari, muhtesem dalislarla birlesince, bu tam gunluk programlar cok keyifli oldu. Biraz yorulsak da odulumuz muhtesemdi.
Tatilin son Fishy Line dalis gununu, yine birbirinden guzel dalislarla bitirdik. Heyecan, yorgunluk ve mutluluk icinde yaptigimiz dalislari konusuyorduk donus yoluna gectigimizde. Daha dalis elbiselerimizi yeni cikarmistik, dogru duzgun kurulanmamistik ki cok uzakta, agir agir hareket eden iki koca yuzgec gordu birisi. ‘balinaaaaaa’ diye atilan ciglikla herkes kosarak o tarafta toplanmasi bir oldu. Kaptan hemen motorlari susturdu ki kacmasinlar. Farkli yonlerde uclu balinalar halinde uc grup ispermece balinalari vardi etrafimizda.
Kaptan yavasca yaklasmaya calisti. Biz alelacele kameralarimizi kapip teknenin ustune ciktik. Tekne sesinden rahatsiz olup giderler diye korktuk ancak, bizim onlari merak ettigimiz gibi, onlar da bizi merak etmislerdi ki yaklasmamiza izin verdiler. Uzun sure agzim acik seyrettigimi, uzakta buyuk bir tanesi kuyrugunu suya vurarak digerlerini yanina cagirdiginda farkettim. Bir tanesi cikip atlayinca, atilan sevinc cigliklari, saskinlik nidalarina karisti teknede. Guzel kuyruklarini asalet icinde sergileyip gittiler.
Derken ilerde iki tane daha gorduk. Biri gercekten cok buyuktu. Kaptan yine yavasca yaklasti. Uzunca bir sure birbirimizi seyrettik. O su puskurterek, heybetli govdesini, cussesinden beklenmeyecek bir zarafet icinde hareket ettirirken, ben duydugum hayranligin boyutunun tarif bile edilemeyecek oldugunu dusunuyordum.
Arkadan cikan kucuk, sivri ve kivrik yuzgeclerin sahipleri kendilerini fazla gostermediler ama yuzgec ve vucut sekillerinden pilot whale olduklarini tahmin ediyorum. Geride bizimle kalan uc balina, bizi izlemekten bikip, yine muhtesem kuyruklarini gostererek dalip gidince biz de donus yolumuza kaldigimiz yerden devam ettik.
Yunuslarin insanlar uzerinde biraktigi etkiyi iyi bilirim. Sesleri, oyunculuklari, adeta insanlarla konusmalari, hipnotize eder seyredenleri. Kalbinin ta derininde simsicak birseyler hissedersin, sanki yureginiz bir atiyormus gibi gelir. Onlar yavrularini kuyruklarinin altina aldiginda, kendi yavrunu kucaklamis gibi hissedersin. Balinalarin buyusu, buna benziyor ancak daha derinden gelen, daha guclu birseyler var. Yillarin bilgeligi, derin sularin gizemi, doganin sirlari onlarda sakli. Karsilastiginda yureginde hissettiklerin ise daha buyuk, daha cesur, daha sakin ama derin.
Bu karsilasmayi hicbirimizin unutabilecegini sanmiyorum. Hissetiklerimizi ne kadar yazsak, anlatsak da tam olarak ifade edebilmemiz mumkun degil. Umuyorum ki bu buyulu yaratiklarla yolum tekrar kesisir, onlari cocuklarima da gosterebilirim.
Fotograflar icin sevgili Nihat Sandikcioglu’na tesekkur ederim.
Muhtesem Selen! Kac insan yasayabilir ki bu mutlulugu? Hep boyle guzel mutluluklariniz olsun. Bocukleriniz boyle guzellikler gorsun.
Ingiltere’de 80.yas gununu, yunuslarla yuzerek kutlamak icin Avusturalya’ya giden bir teyzenin haberini okudugumda cok sasirmistim. O yasta, o kadar yolu nasil asti diye. Ama deger diye dusundum sonra… Keske ellerinde sigaralar cafe koselerinde zaman harcayan gencler de boyle dusunse ve hayallerinin pesinden kosabilse.
Dilek’cim, cok tesekkurler. Seksen yasinda gezen, dalan cok kisi var. Bizim bu seyahatimizde gene 75 yaslarinda bir Alman amca vardi. bir aydir Endonezya’da seyahat ediyordu, fazla plan yapmamis, cantasini almis baslamis gezmeye. Cok sekerdi. Hepimizin yasliligi oyle aktif ve hayat dolu olsun.
Muhtesem Selen… Kac insan gorebilir ki omru boyunca bu guzelligi. Kac insan hissedebilir ki bu duygulari? Hep boyle mutluluklariniz olsun ailece sizin…
Keske genclerimiz de ellerinde sigara cafe koselerinde kim ne giymis, ne almis konusacaklarina boylesine guzelliklerin, hayallerinin pesinden kosabilseler…
evet ya muhtesemler derin bir saygi duyuyor insan. Birde bucurler gorse nasil etkilenirler hic unutmazlar eminim…
en buyuk istegim bu yasadiklarimizi cocuklarimizla birlikte tekrarlamak zaten. az kaldi 🙂
how blessed you are yaziyordum simdi sana baktim Beste de burda 🙂 ona da cok soylemisimdir bunu da o an dusundum etrafimda sizin gibiler var how blessed I am 🙂
some people feels the rain the others just get wet;)
Ikiniz de cok sekersiniz. hepimiz cok sansliyiz, kocaman opuyorum ikinizi de 🙂
Çok etkileyici gerçekten de. Senin bu yazından sonra, tekneye atlayıp denize çıkasım geldi… Bizimle de paylaştığın için teşekkürler!
🙂 ah Evren, kesinlikle… dogada olmak bambaska, hele de boyle canlilari gorunce teslim olup, hayran olmamak elde degil.