Bu yazi Asya’da yayginca kullanilan, keyif verici bir madde ile ilgili. Bitkilerin Turkce isimlerini bilmedigin icin Ingilizce adlarini kullanacagim, Turkce’sini bilenler yorumlara yazarsa sevinirim.
Papua’ya ilk gittigimde, yerlerdeki koyu kirmizi lekeler dikkatimi cekmisti. Daha sonra bunlarin tukuruk izleri oldugunu ogrendik. Insanlar, keyif verici, agizlarini kipkirmizi boyayan bir bitki cigniyorlardi ve bunu tutun gibi tukuruyorlardi. Iste yerlerdeki kirmizi lekeleri olusturan bu bitkinin cignenmis kalintilariydi. Endonezya’li bir arkadasimizla sohbet ederken bu bitkiyi sormus, konu bizim konusmaya pek alisik olmadigimiz yerlere gidince alelacele kapatmistik.
Bu bitkisel kafa bulma islemini Palau’ya gidene dek animsamamistim. Palau’ya adim attigimiz ilk gece, bizi karsilamaya gelen minibusun on kisminda “no chewing and spitting in this car” (bu arabada cignemek ve tukurmek yasaktir) diye bir not gormus ve anlam verememistim. Zaten sabahin 3’u oldugu icin fazla ustunde durmamis, Tunc’a gostermekle yetinmistim. Ertesi gun tekneye gittigimizde, dalis liderimiz olan genc kizi tekneden tukururken gordum. Tukurugu kirmiziydi ve tukuruyor mu, kusuyor mu emin olamamistim. Insanlarin uzuntuden verem, koturum ve kor oldugu Turk filmlerini seyrederek buyumus bir neslin bireyi olarak, ilk aklima gelen “ayy kizcagiz verem olmus, kan tukuruyor!” oldu ama kendime gelmem uzun surmedi. Kiz tukurmesini bitirip dondugunde, yuzunde herhangi bir rahatsizlik ibaresi yoktu. Tam tersi gayet keyifliydi, dislerindeki kizilligi gostere gostere gulumseyip duruyordu.
Teknedeki gunlerim bu kizi izlemekle gecti. Sabahlari tekneye biner binmez, hasir, kucuk bir cantadan once yesil, ceviz buyuklugunde ama sekil olarak caglaya benzer bir meyve cikariyor, bu meyveyi ozenle ikiye boluyor, icindeki cekirdek gibi kismi cikarip atiyordu. Sonra hasir cantasindan kucuk, plastik bir sise cikariyor, meyvenin icine beyaz bir toz serpiyordu. Yine hasir cantadan bir tomar yesil yaprak cikariyor, bir parca yaprak koparip meyvenin icine koyuyor ve son olarak sigara paketinden cikardigi bir sigaradan 1cm kadarlik bir parca kopariyor ve oldugu gibi bunu da meyvenin icine koyuyordu. Sonra bu koskoca kimyasal sandvici agzina atiyor, hersey lif lif olana kadar yavas yavas cigniyor ve agzinda biriken tukurugu de denize tukuruyordu.
Kizi gizli sakli izlemek beni tatmin etmeyince, dayanamadim, dedim ki, “ gel karsima, su seyi benim onumde hazirla da rahatlayayim”, o da “tamam” dedi, kucuk hasir cantasini aldi geldi.
Meger efendim bu meyve dedigim sey betel nut denilen bir bitkiymis. Kullandigi yapraklar da ayni bitkinin yapraklari. Icine koydugu toz kirec tozuymus, katalizor olarak kullaniyorlarmis. Sigarayi kagidiyla eklemesinin sebebi de tutunun cabuk dagilip gitmemesiymis. Kanser yaparmis, zararli bir aliskanlikmis. Ancak lise yillarinda bunu kullanmayan cocuklar dislandigi icin baslamis. Sonra da birakamamis.
Arastirinca bu bitkinin Hindistan, Cin veTayvan’dan Guneydogu Asya’ya ve Pasifik’e uzanan genis bir cografyada kullanildigini ogrendim. Areca palmiyesinin (areca catechu) tohumuymus. Kullanildigi yerlerin halk masallarina, geleneksel rituellerine girmis. Vietnam’da kiz isteme toreni bunsuz olmazmis. Dugunlerde de betel nut servis edilirmis. Malaylar, evlerine gelen misafirlere bizim cay ikram ettigimiz gibi, tepsi icinde betel nut ikram ederlermis. Sri Lanka’da krallarin betel nut icin, surekli yaninda gezdirdigi bir adami olurmus. Rahatlatici etkisi ve nefesi ferahlatan kokusu yuzunden sevgililer arasinda da ayri bir onemi varmis. Maldivler’de, Malezya’da ve Tayland’da bu bitkinin adiyla anilan koyler, kasabalar falan varmis. Bazi yerlede yas, bazi yerlerde kuru bitki cignenirmis.
Etkileri hafifmis ancak karsinojen oldugu bilimsel calismalar sonucu kanitlanmis. Hatta obeziteyle de yakin iliskisi oldugu tesbit edilmis ki, Palau’daki genel tombullugu aciklayabilir. Birlesik Arap Emirlikleri disinda butun ulkelerde kullanimi ve satisi yasalmis.
Sonucta bir cesit uyusturucu degil mi? 😦
Ilginc bir hikayesi ve bu beter(bence) nut’tan korunmasi gereken cocuklar var!
evet, anladigim kadariyla bir cesit uyusturucu. ilginc olan onca ulkenin buna goz yummasi. sigaradan daha riskli bulmuyorlar anlasilan…
Verem olma ihtimali cok guldurdu! Buralarda da bazi yerlerde tutun cigniyorlar. Hem de kocaman agiz dolusu. Direkt bogaz, girtlak, dil kanserine havale. (Tam bizim buralarda degil de, ulkenin daha az egitimli, tarimsal bolgelerinde.) sonucta sigaradan pek farkli gorunmuyor bu nut olayi. Hatta sirf kendine zarari oldugu icin, belki daha iyi. bolca kahve, cay aliskinligi olmasindan da pek farki yok gibi. sonucta onlar da kafayi iyi hale getirmek icin icilen seyler. Insan oglu, bu dunyaya dayanmanin yollarini bulacak, ne yapsin? Mesela Nutella! :oP
http://www.elifsavas.com/blog
Bunlarin icindeki maddeler kadar, rituelleri de insanlarda aliskanlik yaratiyor herhalde. O cantayi eline aldi mi, kafasi degisiyor zaten kizin. Her gun ayni seyi yapabiliyor olmak, guvende hissettiriyor olsa gerek bunca belirsizlik icinde.
Yahu bunun hakkinda kesin halk turkuleri falan vardir. Keske bir tanesi karsima cikiverse, bir Papua yerlisi bana soylese mesela, Google translate’ten sozlerinin anlamina baksam, ben de ogrenmeye calissam… ne guzel olurdu 🙂
3sene önce Banglades’de bulunmuştum. Otelden dışarı çıktığımızda bi adam yanımıza gelip bize yardım edebilegini söyledi. Oralarda bir yabancı gördüklerinde herkes etrafınıza toplanır, yardım etmek ister, dört bir yaniniz kusatilir, rahat yuruyemezsiniz bile. Adam konuşmaya başlar başlamaz ağzının kenarlarindan kıpkırmızı biseyler akmaya başladı, ağzını daha da açtığında kan geliyor sandık ve urktuk. Resmen koşar adımlarla uzaklaştık. Az önce okuduğum bir kitapta da betel ağacı yapraklarını cignemekle ilgili bir cümle geçti. Şimdi daha iyi anlıyorum 😆
Şu anda bu betel nuts denen bitkiyi ülkemize getiriken havaalanında gözaltın alınan müvekkilim hala tutuklu, bir aydan fazla oldu, bu bitkinin bütün dünyada kullanımının yasal olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Kriminalden gelecek rapora göre sonuç çıkacak kanaatindeyim.