Sevgili Dilara’nın izniyle dün akşam anlattığı, tüylerimi diken diken eden anısını sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Jakarta’daki taksilerde, şöförün kimlik bilgileri müşterilerin görebileceği şekilde, arabanın ön kısmında asılı oluyor. Arkadaşım bindiği taksi şöförünün adının Mustafa olduğunu görüyor ve Türkçe’de de aynı ismin kullanıldığını söylüyor şöföre. Şöför, zaten isminin Türkçe olduğunu, babasının Atatürk hayranı olduğunu ve bu yüzden adının Mustafa olduğunu anlatıyor. Evde Atatürk’le ilgili beş koca kitap olduğundan bahsediyor. Gururlanan ve bir o kadar şaşıran arkadaşım, şöföre babasına götürmesi için Atatürk’le ilgili birşey vermek istiyor, yanında mevcut tek Atatürk resimli şey olan Türk parasını veriyor hatıra olarak. Şöför babasının iki sene önce vefat ettiğini söylüyor…
Bu anıyı bizimle paylaştığında başka bir arkadaşımız da, evlerinin altındaki markette adı Mustafa Kemal olan bir gencin çalıştığını, onun da isminin babasının Atatürk hayranlığından geldiğini anlattı.
Tüylerim diken diken oldu. Hem çok gurur duydum, duygulandım hem de aynı hayranlığı gelecek nesillere aktarabilmek için artık çok daha fazla çaba göstermemiz gerektiğini hatırlayarak üzüldüm. Bize unutturulmak istenen o büyük adamın, dünyanın heryerinde, her kesiminden ne çok hayranı var oysa. Belki de bizim çocuklarımız Atatürk’ü daha bilinçli tanıyacak, kendi kendilerine okuyup, araştıracak. Oysa bizler ezberledik, onu öyle kabullendik, sorgulamadık büyüklüğünü. Belki bizim çocuklarımız onu daha iyi anlayacak çünkü analiz ederek, araştırarak öğrenecek. Züğürt tesellisi belki benimki…
Bu fotografi cok severim. Bir süre isyerinde calisma masamda durmustu. Büyüklügün büyüklenmekle degil, icindeki cocugu korumakla olabilecegini anlatir gibi. Ve haklisin, anlamadan taniyinca üzeri kolay tozlaniyor, degerinden bir sey kaybetmese de…
Ben de cok severim bu fotografini. Anlayinca daha da bir kiymetli geliyor, hayralik artiyor. Bizim cocuklarimiz bizden daha iyi anlayacaklar onu.
Ben de endonezyada 2 kez bulundum dediginiz gibi taxi soforleri isimlerini camin onune asiyorlar ve cok sukur bir cogu ismini Muhammed olarak koyuyor sizin goklere cikardiginiz ateist ataturkten daha fazla seviliyor peygamberimiz
Orhan Bey, Ataturk’u Peygamber ile karsilastirarak, onu farkli bir kategoriye koymus oluyorsunuz. Bu da anlamadan ogrendiklerimizden, zorla, ezberle kafamiza sokulanlardan kaynaklaniyor olabilir. Peygamberi bir devlet adami, asker, dusunur ve lider olarak goruyorsaniz Ataturk’le karsilastiralim. Ama Allah’in elcisi olarak goruyorsaniz, boyle bir kiyaslama yapmak dogru degil. Buddha’yi Fidel Castro’yla karsilastirmaktan farki yok bence.