>Sipadan’a yolculuk ve cennetin tadi

>Jakarta’dan bile gitmek bir bucuk gun suruyor Sipadan’a. Aslinda yakin zamanda Air Asia’nin bazi yeni direk ucuslar koymasiyla bizim icin daha kolay olacak gitmek ama simdilik uzun yoldan gitmek zorundayiz. Cocuklari birakip gitmenin hafif buruklugu, benim uzun zamandir gecirdigim en agir gribin etkisinde ve dalis yapamama endisesi icinde olmam falan derken ilk gece Singapur’da havalimani otelinde kaliyoruz. Yatana kadar ise Changi’de yeni acilan terminal, T3’te vakit geciriyoruz. T3 tam bir alisveris merkezi gibi, Hard Rock Café’de yemek yiyiyor, Kelebek Bahce’sini ve magazalari keyifle geziyoruz.

Ertesi sabah, Turkiye’den gelen grubu karsiliyoruz. Yorgun ama heyecanlilar, bir an once dalis yapmak icin sabirsizlaniyorlar, ama daha cok yolumuz var. Once Kotakinabalu’ya ucuyoruz. Yeni havalimani beni sasirtiyor. Cok hos, cok modern olmus. Burada Mr. Clement Lee bizi karsiliyor ve hemen herkese Starbucks’tan kahve ismarlayip, Jack Custeau anilarini anlatarak keyifleri yerine getiriyor. Sonra Tawau’ya ucuyoruz.

Tawau’da kaliyoruz o gece mecburen. Sempoerna’da Lepa-Lepa (geleneksel yelkenli tekneler) festivali oldugu icin oteller dolu. Tawau, keyifsiz, sicak, caddeleri kotu kokan, sevimsiz bir sehir. Deniz kenarinda ama denizi gormeyen salas deniz urunleri restoranlari var sira sira. Salas, ama ciddi salas. Bu restoranlarda canli canli suda duran yaratiklardan ne yemek istedigini seciyorsun, nasil pisirilmesini istedigini soyluyorsun ve komik fiyatlara ziyafet cekiyorsun kendine. Biz Mr.Clement’in onceden ayirttigi iki masaya yerlesip, onceden siparisini verdigi harika yemekleri nese icinde bekliyoruz. Grup sen sakrak. Grubun en gencleri disindaki herkes uzun yolun stresini ustunden atmis, tatil havasina girmis coktan. Pek cok kisi birbiriyle yeni tanisiyor ama ortak bir tutkuyu paylasiyor ve bu tutkunun pesinde binlerce kilometre yolu goze aliyor olmak, insanlari cabuk yakinlastiriyor birbirine. Gencler ise tedirgin, cok farkli bir yer, cok farkli bir kulturdeler, henuz tam olarak algilayip kabullenememisler bulunduklari ortami. Dunyanin neresinde olduklarini idrak etmeye calisiyorlar. Insanin hep kitaplarda okunan yagmur ormanlarinin ortasinda, dunyanin en zengin tropik denizlerinin yanibasinda, hatta ekvatora 5 derece kadar yakin oldugunu anlayabilmesi vakit aliyor. Olgunluk ve anlayisla karsiliyor grup onlarin cekingen tavirlarini.

Derken yemekler gelmeye basliyor. Bundan sonra anlatacaklarim aslinda anlatilmamasi gereken, grup icinde kalmasi gereken utanc dolu anlar. Ama yok, yazacagim, gercekleri herkes bilmeli. Eger benden haber alamazsaniz, bilin ki grup pesime dusmustur.

Onemli bir detay masalarin yuvarlak oldugu ve ortalarinda Cin restoranlarinda bulunan doner yuvarlak tablanin bulunmasi. Once tepeleme dolu, koskocaman bir tabak jumbo karidesler geliyor. Donen tablada sadece pecete kutusu, ezilmis sarmisak, soya sosu ve karides var. Bir anda sabirsiz eller tablayi dondurup karidesleri kapismaya basliyor. Karidesi beklerken chop sticklerle yemek yeme alistirmasi yapan kibar eller, on parmakla daliyor tabaklarin icine. Karideslerin sulari birbirimizin ustune sicriyor. Biralar nese icinde yuvarlaniyor. Rezil durumdayiz, halimize guluyoruz ama ac gozluluk diz boyu. Ortadaki donen tabla durmuyor, yakalayabilenin elinde kaliyor karidesler. Bizim masanin performansi super. Genclerin masasi sessiz, kocaman, saskin gozlerle bizi seyrediyorlar. Karidese pek dokunulmamis. Bizim masanin doymaz istahi yan masanin karideslerine goz dikiyor. Avuc avuc kendi masamiza tasiyoruz onlarin karideslerini.

Derken geyik etinden bir yemek, yerel bir sebze, kalamar, balik ve istiridyeler geliyor. Masa super ama bizim gozumuz ac. Hepsini supuruyoruz. Yan masanin yemeklerini de tuketiyoruz tabii ki. Yengec kirma pensesi kiriliyor, yengec bacaklari, karides kabuklari havada ucusuyor. Baska masalarin yemeklerine de el koysak mi diye gulusuyoruz. Neseli grup, daha da bir keyifleniyor yedikce. Kolestrol kafa mi yapiyor acaba diye dusunmeden edemiyorum. Ancak yemekler supurulup, tabaklar ayna gibi olunca biraz sakinlesiyoruz. Sigaralar yakiliyor, sis gobekler sivazlanirken. Mr.Clemet fazla bira icmeyin, simdi Durian yemeye gidecegiz diyor.

Durian, kokusu cehennem, tadi cennet gibi diye tanimlanan bir meyve. New York’un takma adi Big Apple ya, Jakarta’ninki de Big Durian. Durian o kadar kotu kokuyor ki otellere ve bazi binalara sokmak yasak. Sokaktaki meyve saticilarina gidip kesmece durian aliyor Mr.Clement bize. Orada ayak ustu hazirliyorlar ve herkes tadina bakiyor. Igrenc birsey. Bozuk sogan tadinda, kivami da sacma sapan, sulu falan degil, saman gibi. Gayet gereksiz buluyorum, agzimdaki parcayi bile yutmuyorum. Cennet boyle bozuk sogan tadindaysa sonumuz kotu, o zaman ben re-enkarne olayim mumkunse.

5 thoughts on “>Sipadan’a yolculuk ve cennetin tadi

  1. >Slm. Selen,Gorduklerimizin ve grup halinde yasadiklarimizin bu kadar yogun, duzgun bir ictenlikle ifade edilisi karsisinda resmen sapka cikariyorum.Icinde bir yazar gizli haberin olsun, bence bunlari kucuk denemeler olarak yayinlatmalisin. Harikalar.sevgiler.Ilteris

  2. >Selam Selen ;Biraz geç oldu ama tesadüfen okudum. Yalaka İlteriş e de tebrikler nereden buldun da okudun be kardeşim..Karideslerin tadı hala damağımda..İyi ki gidip yemişiz..Tekrarı kısmet olur umarım..Tunç Beye de çok selamlar. Aziz Başkaya

  3. >Selencim eline sağlık, böylece yenen o güzel ve vahşi sofralar kalıcı hale gelmiş. Biz sizden sonra Singapurda da bir vahşilik yapıp adedi 250 gram olan karidesleri götürdük.Sanırım öyle bir yaşa geldik ki, gördüklerimizden çok yediklerimiz bizi daha çok ilgilendirmeye başladı -:))Tunca ve cocuklara da selamlar. En yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Alp

  4. >Arkadaslar, harika bir grup ve harika bir geziydi. Umarim en kisa zamanda yine bir araya gelebiliriz. Alp'cim, bu yemek konusunu yasa baglamamistim ben simdiye kadar. Yastan degildir canim, DNA'lardan olmasin? :)Aziz, bizden de sizlere selamlar. Bence de iyiki yemisiz. Gene gelin, yine yiyelim :)sevgiler,Selen

Leave a Reply to aziz baskaya Cancel reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s