>
Keçak Dansı aslen, tamamen erkeklerden oluşan bir koro eşliğinde yapılan, Bali’ye has pek çok trans dansından biriymiş. 1930’lu yıllarda Bali’de yaşayan Alman ressam ve müzisyen , Walter Spies, Keçak’tan çok etkilenmiş. Zaten Keçak’ı bazı değişimlerden geçirme çalışmalarına başlamış olan Bali’li dansçı ve sanatçı Wayang Limbang ile birlikte çalışarak, Keçak’ı Batılı turistlere yönelik etkileyici bir şov haline getirmişler. Konu olarak da Hindu mitolojisinden Ramayana’nın hikayesini seçmişler kendilerine. Wayang Limbak, daha sonra Bali’li dansçılarla pek çok ülkeyi dolaşarak Keçak dansını dünyaya tanıtmış.
Keçak dansını Bali’de pek çok mekanda seyretmek mümkün, hatta otellerde bile yapılıyor. Ancak bence bu dans mutlaka Uluwatu’da seyredilmeli. Uluwatu, uçurum kenarında bir tapınak. Sahne de tam uçurumun kenarında. Gösteri her gün 6’da başlıyor, yani tam güneş sahnenin arkasından batmaya başladığında. Ortalık öyle renkler alıyor ki dans süresince, Keçak daha da bir etkiliyor herkesi. Güneş iyice ufka dayandığında, gökyüzü alev alev olduğunda, sahnede de alevler sarıyor ortalığı. Beyaz Maymun, Ramayana’nın güzel karısını, kötü kalpli Ravana’dan ve ordusundan kurtarıyor. Koro, ‘çak çak çak’ sesleriyle, inanılmaz bir müzik yapıyor. İnsan sesinin tek enstrüman olarak kullanıldığı bu müzik, çok saf, çok yerli, çok sesli.
Gösterinin sonunda turistleri eğlendirmek için yapılan saçma şakalar olayın büyüsünü bozuyor açıkçası ama yine de bu görsel şölen kesinlikle seyredilmeye değer.