>Bebekleri emzirmenin onemi, Endonezya gibi fakir ve kaliteli hazir gidaya ulasabilecek bebek sayisinin az oldugu bir ulkede cok fazla. Her ne kadar Turkiye’deki kadar cok kapsamli ve yaygin kampanyalar gormesem de, hastanelerde hep anne sutunun onemini anlatan posterler goruyorum. Bizdeki gibi kampanyalar olmamasinin sebebi belki de bebekleri emzirmenin zaten yaygin olmasidir diye de dusunmeden edemiyorum acikcasi.
Bebekler, burada boyundan capraz baglanmis uzun bir kumas parcasinin icinde tasiniyor hep. Bir donem Hollywood unlulerinin meshur ettigi sling’in gercek, ilkel versiyonu. Bazi yerlerde annenin tek memesi acikta, emzik gibi bebegin agzinda oluyor surekli. Karni acikinca doyuruyor, sakinlesmek istediginde emzik gorevi goruyor. Bizim sokakta bile, bebegini emziren anneler gordum. Sokak derken, basbayagi sokagin kenarina sandalye koyup, oturup emzirenlerden bahsediyorum.
Bunu ilk baslarda ilginc bulmustum ve Musluman bir ulke icin tezat oldugunu dusunmustum. Ancak halki tanidikca, onlar hakkinda daha fazla bilgi edindikce, ustlerine yapistirmaya calisilan bagnazligin, onlarin tarihi ve dogasiyla hic uyusmadigini daha iyi anladim. Adalarin bazilari kesfedildiginde insanlar cirilciplak surduruyorlarmis hayatlarini. Sonradan kabullenip, girmisler giysilerin icinde. Kadinlarin toplumda agirbasli, sessiz sakin olmasi gibi beklenti hic olmamis. Istedikleri kadar gurultulu gulebilir, erkeklerle rahatca sakalasabilirlermis ki bu hala boyle.
Simdi de kadinlar belediye otobusu gibi kalabalik, topluma acik yerlerde, acikca bebeklerini emzirmeliler mi diye tartisiliyor. Sanirim buyuk cogunluk bunun cok dogal birsey oldugunu dusunuyor ki, negatif birsey henuz okumadim da duymadim da. Anne ustune bir ortu alsin mi, almasin mi diye tartisanlar var. Ortuye gerek olmadigi, emzirmenin son derece dogal bir olay oldugunu savunanlar var.
Benim bebeklerimi cok garip yerlerde emzirdigim oldu, ancak bir kez Kas’ta meydandaki cay bahcesinde oturuyordum. Sanirim yanimda tasiyamayacagim birseyler, yada birilerinin cantalari vardi ki kalkamiyordum oradan. Lara’nin da karni cok acikmis, avaz avaz aglamaya baslamisti. Hicbir sekilde susturamayinca ustumu ve bebegi ortup, orada emzirmek zorunda kalmistim. Kas gibi bir yerde bile, insanlarin bakislari beni cok rahatsiz etmisti. Umursamadim ve emzirmeye devam ettim ama, o ortunun varliginin tartismasinin Turkiye’de yapildigini hayal bile edemiyorum ne yazik ki. Dunyanin diger yerlerinde bakis nasildir hic bilmiyorum ama belediye otobusunde bebegini emzirip, kendisine bakan erkekleri “Kendi isine bak!” diye azarlayan Endonezya’li kadinlarin cesaretine ve ozguvenine saygi duyuyorum.
Umid ediyorum ki kadinlar ve cocuklar, herkesle esit hakka sahip bireyler olarak toplumdaki yerlerini alirlar en kisa zamanda ve bu tur tartismalarin yerini “slip mayo giyen erkekler cekici mi?” tarzinda baska anlamsiz konular alir… Ama ne yaziktir ki, bu hakkin kendilerine verilmesini bekliyorlar, cocuklar zaten mucadele edemiyor, peki ya biz kadinlar?
>nedense böyle şeyleri tartışanlar da hep erkekler.kendilerine o kadar güvensizler ki ellerinden gelse kadınların tamamını kafeslere kapatacaklar.kendi kafaları kafesin içinde halbuki !!