>Internetle tanismam 1998 senesinde, yeni ise girdigim sirketteki butun Alman mudurlerin Noel icin evlerine gidip, gencecik insanlarin calistigi koskoca bir ofisi basibos birakmalariyla olmustu. Zaten Ender cikolata fabrikasinin hemen arkasinda bulunan ofisimiz, surekli bunyeye zerkolan cikolata kokulariya gayriciddi olmaya son derece musaitti. Yurtdisindaki ofisler, daha dogrusu ofis cunku o zamanlar sadece bir tek merkez vardi, Noel yuzunden kapaliydi. Bizlerse bos bos oturmak yerine mutfakta sucuk ve yumurtali ekmek kizartip, interneti ve nimetlerini kesfetmekle mesgulduk.
Kendimizi internete salmamizin ustunden kisa bir sure gecmisti ki kumar siteleri, tavla oynama siteleri ve chat odalari kesfedilmisti. Yeni kesfedildigi icin yasakli degildi. Olay oyle abartilmisti ki, iki arkadas birbirlerinden habersiz ayni sitede birbirleriyle tavla oynarken kavga etmeye baslamislardi. Soylenmelerinden ve verdikleri tepkilerden olayi anlayinca karnimiza agrilar girene dek gulmustuk ikisine. Bilgisayar oyunlarina hicbir zaman ilgi duymamisimdir, o yuzden benim favorim ofis ici dedikodular icin kullandigimiz, o zamanlarin messenger programi ICQ idi. Bazan karsimda oturan arkadasimla buradan konusur, sonra durup dururken oyle bir gulmeye baslardik ki olay anlasilana dek delirdigimizi dusunen cok olmustu.
Interneti daha ilk tanistigimiz anda sevmistim. Ozellikle Google beni kendine hayran birakmisti, hala da hayranim gerci ya, o zamanlar sosyal medya araclarinin bugun gelecegi konumu hayal bile edemezdim. Zaten elimdekiler yeterince buyuleyiciydi benim icin. Uzun sure internetin nimetlerinden fazlasiyla faydalandigimi dusunuyordum ki, Endonezya’ya tasinmamiz uzerine bana hazirlanip hediye edilen blogla bambaska, hic bilmedigim bir yuzunu tanidim internetin. Sevdiklerimizden uzaklasinca Facebook daha yogun olarak girdi hayatima. Internet hayatim Google, Facebook ve Blogger uclusu arasinda mutlu mesut geciyordu, taa ki gectigimiz gune kadar.
Gectigimiz gun, bir okur sagolsun, usenmemis, e-mail yazmis ve blogu Facebook uzerinden takip edilebilir hale getirmemi rica etmis. Zor birsey olmasa gerek diye dusunerek bir sayfa hazirladim, yeni yazi yazdikca buraya post ederim diye dusundum. Zamanla gelisir belki, fotograf falan yuklerim, belki oradan sohbet edilir diye dusunurken “link your page to Twitter” diye bir secenek cikti karsima. Bu Twitter ne ola diye bakinca oradan oraya atlayarak simdi adini hatirlamadigim baska sosyal medya aglariyla tanistim. Fotograf paylasimi uzerine olanlari vaar, microblogging (bunu de yeni ogrendim, cumle icinde kullaniyorum, caktirmayin) yapabildiklerin vaaar, var da var. Sec begen, sal istedigini internet ortamina, ister yazar ol, ister yonetmen, ister spor yorumcusu, ister politikaci, ister fotografci. Icinden ne geliyorsa birak ciksin ve butun dunyayla paylas.
Seinfeld’de gecen su cumle hic cikmaz aklimdan “internete birsey koymak havuza isemek gibidir, asla geri alamazsin” . Daha once yazmistim, bu blog yazma isi de bana aynen oyle geliyor. Cogu zaman bildigim birkac kisi disinda kimsenin okumadigini dusunuyorum. Sonra blogu okumus hatta takip eden birileriyle karsilasinca hem cok sasiriyorum, hem paranoyakligim tutuyor “yahu neler yazmistim, simdi bu neler biliyor benim hakkimda” diye, hem de utaniyorum, ciplak kalivermek gibi geliyor.
Bu arada ben bu yasimda internetin hizina yetisemedigimi hissederken, benim kullandigim herseyi rahatlikla kullanabilen, kullanamasa da ne yapip edip ogrenen annemi alnindan opmek istiyorum. Helal olsun sana be anne! Rol modelimsin, seni seviyorum
>Canım Kızım,Ne yaptıysam hayatta sizlere sahip olduktan sonra,hepsi sizleri daha iyi yaşatabilmek,sizlere yakın olabilmek,sizleri anlayabilmek,sizlere layık,sizlerin gurur duyduğunuz ,yanında olmaktan utanmayacağınız bir anne olmak için.Karşılıksız,beklentisiz…Salt sevgi…Sonsuz.. Tükenmeyecek…Ama anneciğini bu şekilde cümle aleme duyurman gururumu okşadı.Sağol canım yavrum..Daha önce de dedim ya, bu bir bayrak yarışı.Sen etabını çok daha hızlı,teknik ve başarılı götürüyorsun.Lara'mız da sıra kendisine geldiği zaman, eminim senin bana yaşattığın duyguları misliyle yaşatacak sana.İnşallah o günleri ben de görürüm.Seni seviyorum bitanem…Annen
>:)) ah be Selen işte benim de anlatmak istediğim manzaranın özeti bu. Ama vakit yok çizemiyorum. çok farklı bir dünya şu sosyal medya dedikleri. hahah! örneğe bayıldım, hani şu işeme:)) anneciğini de tebrik ederim, müthiş gerçekten…
>aa bende ayni senelerde tanismistim hikayenin buyuk kismi benziyor, ICQ'nun yeri ayridir ama ofis ici kucuk flortler filan:) Istanbul'da vaktim yoktu ciddi avukattim bi de. sonra yolumuz Fransa'ya dusunce bende arkadaslarim ne yaptigimi takip etsin farkli kultur farkli yerler, kesifler, yemekler derken once blog sonra facebook buralara geldik.Twitter filan pek bulasmiyorum zaten cok zamanimi yiyor internet. Safak Teyze harika gercekten cok seviyoruz bizde onu:)
>Annen birtane, sen de…
>Simdi bir de gidip baktim FB'a dogal ebeveynlik kuzenimdir, tanistiniz mi yoksa ?
>Anne'cim, ben de seni seviyorum :)OIP, Twitter'da sakiyan yegane tanidigim sensin. optum seni :)Beste, bizim sirkette flort edilecek adam yoktu, mecburen (!) dedikodu yapiyorduk :)Twitter falan, bulasilacak gibi degil. Elini versen kolunu kaptirirsin, ben korktum valla. Uma'cik, sen de bir tanesin. Hepimiz Bir'iz ya 🙂 Eveeet, tanistik kuzeninle, Kuraldisi dergideki yazilarini da okuyorum. Hani bazan tikanip kaliyorsun, kuyunun dibine vuruyorsun ya anne olarak, o zamanlar iyi geliyor bana.
>Facebook yüzünden 5 yıllık blogumu boşladım ben…
>Hersey belli sinirlar icinde güzeldir diye düsünüyorum, o sinirlari insan kendisi icin tespit ettigi zaman kendi mutlulugu icin ne gerekiyorsa yapmis demektirSakir
>Acalya, aman sen Facebook'u boslama. Ben gundemi senin Facebook postlarindan takip ediyorum. Sakir'cim, seni burada gormek ne guzel. Cok haklisin. Sevgiler sana ve guzel ailene 🙂
>:)Ananemde öğrenemedi gitti interneti:) Havuza işemek çok güzel tespit olmuş.Ben 2007'de bloğu açtığımda benden başka kimsenin bloğunun olduğunu bilmiyordum.Çünkü bloğu günlük vs için değil Almanya'da hard diskim olmadığından günlük fotolarımı yüklemek için açmıştım. Facebook'um yok birtek bloğum var :)Şimdilik böyle iyi.Flickr a merak sardım ama paralı vs diyorlar bıraktım onuda şimdilik.
>walla ben bile isteye uzak duruyorum diğer mecralardan bu blog işini bile yaşatmak bir çaba gerektiriyor…bu arada annenin yorumunu okurken gözlerim doldu, nedendir bilinmez…anneler ne ballı şeyler böyle….sevgiyle kal!
>ne de guzel anlatmissin. ben de ailemden-arkadaslarimdan uzak yasamaya basladigimdan beri daldim gidiorum… cogu zaman; cirilciplak kaldim herkes, her seyimi biliyor diye dusunuyorum ve acaba kapasam mi yaaa su blog'u demeye kadar variyorum :)) foto filan koymayarak da kendimce iste kendimi korudugumu dusunuyorum da yani her seyi yazip cizdikten sonra foto koymamissin ne yazar di mi yani sevgili yazar selen? :))
>Selen merhaba.Ben de senin bloğu takip edenlerdenim özellikle iş ve çocuk&beslenme tecrübelerini paylaştığın yazıların bana da rehberlik ediyor. sevgiler, selamlar.Kuzen Duygu :))
>Ashley, (yoksa artik KonTiki mi demeliyiz?) Bosver sen Flicker'i falan, blogdan takip edelim biz senin fotograflarini, calismalarini, yazdiklarini. Blogger her derde deva :p Bu arada senin yas grubunda Facebook hesabi olmayan tek tanidigim sensin, tebrik ediyorum. NzN, aynen ya. Blogger ciddi mesai istiyor gercekten. Bir de ustune Facebook, aman aman yeter de artar. Dudu, deli kiz, nasil da okumus aklimdan gecenleri. Yazar Selen ha!?! haha! Yazacaktim da alinan gucenen olur diye yazmadim, millet okuyor ya, konunun uzmani oluveriyoruz hemen, di mi? Yaziyoruz ya birseyler "yazar" oluyoruz hemen, "hadi len" demek istiyorum. Mesela bende iki cocuk var ya, ben potansiyel "pedagog" ve "beslenme uzmani"yim, iki post yazdim mi tamamdir. Kuzen Duygu, ne guzel supriz senin de takip ettigini ogrenmek. Benim kimseye rehberlik edecek durumum yok ya, faydasi oluyorsa ne mutlu bana. Sevgiler, herkese selamlar.
>Ay çok zamanımı alıyor, hele feysbuk zaman hırsızı? Fazla zaman ayıramıyorum, bloga ancak yetişiyorum. Ama sen dahil birkaç kişi var yorum yazamasam da uğrayıp zevkle okuduğum.
>Merhaba Selen,Ben de -ne kadar zamandir oldugunu hatirlamiyorum artik- bir süredir sizi okuyorum, fakat daha önce hic yorum yazmamistim, yani haberiniz olmadan, sizi takip edenlerdenim:)Bu blog isi cok ilginc, bazen ben de cok fazla detay verildigini düsünüyorum ve okumaya, yazmaya cok düskün bir gurbet annesi oldugum halde bu acikliktan cekiniyorum. Evet, hic tanismiyoruz ve muhtemelen de hic kesismeyecek yollarimiz ama hayatinizin pek cok detayina ortak durumdayim.Cocuklarla ve gurbette yasamaya, hele de genelde pek türkün olmadigi bir cografyada yasiyor olmaniz sizi benim icin cok ilginc kiliyor, ve düzenli araliklarla bakiyorum, yeni bir post var mi diye. Bu yüzden yazmayi biraksaniz ve ya blogunuzu kapatsaniz,üzülürüma cikcasi.Ama siz yine de yazilarinizi yazarken hic tanimadiklarinizin da sizi okudugunu unutmayin, kendinizi yine de koruyun, kimlerin hangi düsüncede oldugunu bilmeye imkan yok cünkü..Mehtap G.Almanyali bir gurbet annesi
>NarincE, ayni durumdayim. Aman sen blogu ihmal etme Necla'cim, bana cok lazim oluyor 🙂 Mehtap Hanim, cok tesekkurler kendinizi desifre ettiginiz icin 🙂 Tanistigimiza cok memnun oldum. Cok haklisiniz, aklima takilan da sizin uyardiginiz konu zaten. Ama onemli degil, isteyen buyursun okusun, herkes anlamak istedigini anliyor zaten okudugundan, gordugunden. Yazmaya devam. Sevgiler.
>Bak simdi ben de o ofis Karstadt-Neckermann miydi diye merak ettim 🙂
>Berceste, yok degil 🙂 adidas'ti, saklama geregi duymuyorum cunku zaten bu blogu bana adidas'taki arkadaslarim Endonezya'ya ofise gecerken hediye etmislerdi. Zaten adidas ofisi de bir daha hic bir zaman o kadar keyifli olmadi, hersey cok cabul degisiverdi.
>merhaba 🙂 sanırım 2-3 senedir arada bir girip yazılarınızı okuyorum. Neşenizden enerji alıyorum, ve ufaklıklarda harikalar, az önce bir yazınızı okudum pek çok kişinin takip etmediğini düşünmüşsünüz 🙂 ben de artık küçük bir merhaba demek gereği hissettim, lütfen devam edin, çok hoş bir blog.. sevgiler…Kübra
>Merhaba Kubra, ses verdigin icin tesekkurler, yeni yil hediyesi oldu bana. Sevgiler 🙂