Kiyamet Gunlukleri – Yanginlar

Butun felaketler ustuste geliyor. 2019’un sonundan beri bir turlu rahat nefes alamadik. Felaketler zinciri once yanginlarla basladi. Uc senedir Sydney’de yasiyoruz. Bush fire denilen yanginlar dogal olarak her yaz cikiyor, ancak hemen sonduruluyordu. O yuzden ilk yangin haberleri gelmeye basladiginda pek ciddiye almadik, nasilsa gene sondurulur, doganin dongusudur deyip gectik. Dunyanin gittikce artan isisiyla basa cikamadiginin sinyallerini Eylul ayinda vermeye basladi doga ana. Ben Endonezya’daydim o sirada, cocuklarla konusurken dumanin cok kotu sehri bastigini, gorusun dustugunu ogrendim. Eylul sonunda Sydney’e dondugumude dumanlar gitmisti, durumun ciddiyetini anlamadik. Avusturalya hukumetinin komur politikasina karsi protestolar biraz daha sesini yukseltmeye basladi. Sehrin merkezinde iklim krizi yuruyusleri oldu ama hukumet iklim krizi diye birsey olmadigini, komur ile ilgili planlarina devam edeceklerini soyledi.

Ekim ayinda duman neredeyse her sabah sehri basmaya basladi.  Sabah yuruyus-kosu programimiza geri donmek istedik Tunc’la. Ancak hava kalitesi oyle kotu oluyordu ki, o duman parcaciklarini cigerlerimize cekmemek icin spor fikrinden vazgeciyorduk her sabah. Oglene dogru ruzgar cikiyor, dumani dagitiyor, biz de o zaman disari cikiyorduk. Bu ruzgarlari cigerlerimizi rahatlattigi icin seviyorduk ama ayni zamanda alevleri siddetlendirip yaydiginin farkinda degildik. Haberlerde yanginlarin kasitli cikarildigi soyleniyor, genelde cocuklar suclaniyordu.

Kasim’da Uluru’yu ziyarete gittik. Tunc’un bir suru fotograf hayali vardi; yildizlarla dolu col gecesini, masmavi gokyuzunun altinda kirmizi kayalari resimlemek istiyordu. Ancak duman kokusu ve duman bulutlari yuzunden hayalini gerceklestiremeden donduk. Haberlerde komur sanayini sonuna dek destekleyen hukumet yetkilileri, yanginlarin hep kasitli cikarildigini, iklim degisikligi falan olmadigini soyluyordu.

Bir Aralik sabahi erkenden kalkip, kendime gelmek icin balkona cikmaya yeltendim. Kipkirmizi gunes ve sari gokyuzu dikkatimi cekti ama tam uyanmamis olmaliyim ki bu uyarilari dikkate almadim ve kapiyi actim. Camlari acmamla birlikte, kesif dumanlarin genzimi yakmasi bir oldu. O gun cocuklari okula gondersem mi, gondermesem mi diye cok dusundum. Okulun Facebook sayfasina sordum, ne yapilir bu durumda, okul tatil olacak mi, siz cocuklarinizi gonderecek misiniz diye caresizce bilgi edinmeye calistim. Hukumet iklim degisikligini inkar etmek icin yanginlari da pek ciddiye almiyor goruntusu veriyor, duman ve yangin yuzunden okullari tatil etmiyordu. O yuzden okullar da caresiz tatil ilan edemiyor, ogrencileri siniftan cikarmayarak korumaya calisiyordu. Spor dersleri yapilmadi o hafta. O gun cocuklari okula gondermedim, okullar tatil olsun diye gun saymaya basladik. Artik yanginlar Sydney’e iyice yaklasmisti. 450 milyon civarinda hayvanin oldugu tahmin ediliyordu. Devlet inkar icinde gereken yardimi yapmadigi icin itfaiye birimleri bireysel olarak para toplamaya calisiyordu itfaiyecilere maske ve kiyafet alabilmek icin. Hukumet evleri yanan insanlari icin tahliye yardiminda bulunmuyor, kahraman gonulluler ve itfaiyecilerin sahsi cabalariyla insanlar kurtariliyordu.

Screen Shot 2020-03-13 at 12.16.58 pm

Aralik ortasi oldu, okullar yaz tatili icin kapandi, biz de hemen solugu Turkiye’de aldik. O zehirli dumanlari solumadigimiz icin cok mutlu olsam da, olen hayvanlar ve insanlarin, yokolan doganin uzuntusu karnimizda kocaman bir yumruk gibi duruyordu. Belediyelerin hepsi seferber olmus, evsiz kalan insanlari misafir edebilecek evler bulmaya calisiyor, giysi ve yiyecek yardimi topluyordu. Bir suru kocaman yurekli insan kapisini yanginda evsiz kalanlara acti. Gonulluler orgutlenip sahsi arabalariyla yanginlardan insanlari ve hayvanlari kurtarmak icin yola cikti. Bu sirada basbakan Noel tatili icin Hawai’ye dogru yola cikmisti.

Aralik ortasi dunya medyasi daha yeni yeni anlamaya baslamisti yanginlarin ciddiyetini. Birbiri ardina yardim kampanyalari organize ediliyor, iyi yurekli insanlar kime yardim edeceklerini bilemiyorlardi. Benim fikrimce gerekenden fazla para coktan toplanmisti, yapilmasi gereken dunyanin yukunu hafifletmekti.  Ama insanlar yasamlarini degistirmeden, rahat koltuklarindan kalkmadan, plastik atiklarini ve petrol yakit kullanimlarini azaltmayi dusunmeden, para vererek vicdanlarini rahatlatmak istiyorlardi. Yanginlar dunyanin upuzak bir kosesindeki kucuk bir kitada oldugu surece panik olmaya gerek yoktu ne de olsa. Kendilerinin de bu cok hassas, kocaman ekosistemin zavalli bir parcasi oldugunu dusunmek istemiyorlardi.

Leave a comment